Bu yazıyı yazarken gözüm masamın üzerindeki takvime takıldı.
Günlerden 14 Mayıs'tı dün.
Zaman tüneline girip, 59 yıl öncesine gittim... 14 Mayıs 1950'ye geri döndüm. Şimdi oyları ile iktidarları belirleyen halk "Göbeğini kaşıyanlar" diye aşağılanıyor.
Tek Parti iktidarının sona erdiği 14 Mayıs 1950'de de, Demokrat Parti'ye oy veren seçmenlere "Hasolar, Memolar" denilirdi.
Daha da ötesi "Bunların okuma yazması olmadığı için yanlışlıkla DP'ye oy verdiler" diye iyimser yorumlar yapardı CHP'nin ileri gelenleri ve ileri gidenleri.
Ama 1954 seçimlerinde daha da çoğaldı okuma yazma bilmeyen Hasoların ve Memoların verdikleri oylar.
Demokrat Parti'nin halktan kopmamasını ve demokrasiye bağlı kalmasını simgeleyen slogan ise "46 Ruhu"ydu... Partinin kuruluşuna giden yolun açıldığı 1946'yı ifade ederdi "46 Ruhu".
Bu pazar günü yeni Demokrat Parti'nin Büyük Kongresi var...
Tuz ruhu gibi bir ruh
Ama bu defa Demokrat Partililer "46 Ruhu"na değil "28 Şubat Ruhu"na bağlı kalmaya davet ediliyorlar.
Askeri darbe ile devrilip kapatılmış, lideri ve bakanları idam edilmiş Demokrat Parti ile aynı adı taşıyan yeni Demokrat Parti'nin delegelerine, 28 Şubat'ın sivil paşaları lider kadrosu olarak sunuluyor.
Oysa bu partinin halktan koptuğu ve "Derin Devlet"in partisi konumuna girdiği zaman ne duruma düşeceği, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığının oylanacağı gün TBMM'den kaçılınca görülmüştü. Bu en yakın zamandaki deneyimdi.
28 Şubat post-modern darbe sürecinde de, bu partinin içinden çıktığı DYP'yi şimdi Demokrat Parti yönetimine aday olan kadrolar Demokrat Türkiye Partisi'ni kurarak bölmemişler miydi?
Sonuç hep aynı oldu. Son deneyimde Demokrat Parti sandıklarda eridi. Mehmet Ağar da siyasetten dışlandı.
Demokrat Türkiye Partisi'ne de binde bilmem kaç oy çıkmamış mıydı sandıklardan?
Ne kişilere takıntımız var, ne de bir partinin iç içleri üzerine hariçten gazel okumaya niyetliyiz.
İşte çağdaş uygarlık
Ama eğer Demirel'in planladığı gibi Demokrat Parti Cindoruk yönetimine girerse, bu "Merkez"den ümit bekleyen seçmen kitlelerine "28 Şubat 1000 yıl sürecek" mesajının sivil paşalar tarafından yeniden verilmesi anlamına gelecektir.
Nedir Cindoruk'un ve hatta Mehmet Ali Bayar'ın topluma sundukları projeleri?
Kürt meselesine, Kıbrıs'ta çözüme, AB'ye uyum paketine, yeni ve özgürlükçü anayasaya ilişkin bir projeleri mi var?
"Derin Devlet" adına "Şu AK Parti'nin işini bitirelim" söyleminden başka ne mesaj veriyorlar topluma?
Önce 12 Mart 1971 sonra da 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin devirdiği Süleyman Demirel'in 28 Şubat 1997 post-modern darbesini 2009'da, üstelik Demokrat Parti içinde sürdürmeye çalışmasına, acaba kim "İşte çağdaş uygarlık" diyebilir.
Cindoruk, Demokrat Parti genel başkanı olursa, acaba Mesut Yılmaz da genel sekreterliğe getirilir mi?