Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Nereye gideceğimize karar vermeliyiz

Çocukluğumuz-da okuyup geçtiğimiz Türk ve dünya edebiyatının klasiklerini ileri yaşlarda yeniden okuduğumuz takdirde, çok farklı ve derin anlamlar bulabileceğimizi, bana Kemal Tahir hatırlatmıştı. Onun söylemesi üzerine pek çok klasiği 20'li yaşlarımda yeniden okumuş ve gerçekten çok farklı ve derin anlamlar bulmuştum her birinde.
Bu klasiklerden biri de İngiliz yazar Lewis Caroll'un "Alice Harikalar Diyarı" nda kitabıydı.
Bir tavşan deliğinden soyut bir anlamsızlıklar dünyasına giren 10 yaşındaki Alice'in, bir kediyle diyaloglarını, hala hatırlarım. Asıl adı Charles Lutwidge Dodgson (1832-1898) olan yazar ve matematikçinin, değerini hiç kaybetmeyen kitabını hepinize şiddetle öneririm.
Örneğin bu garip dünyada Alice'in önünde iki yol vardır ve Alice kediye sorar:
- Bu yollardan hangisini seçeyim?
Kedi de Alice'e sorar:
- Nereye gitmek istiyorsun ki?
Alice "Bilmiyorum" diye cevap verince kedi tersler onu:
- Nereye gitmek istediğini bilmediğine göre hangi yolu seçeceğinin ne önemi olabilir ki?
Kitabı yeniden bulamadığım için, 30 yıl sonra aklımda kaldığı biçimde aktardım beni çok etkileyen bu diyalogu.
Kendi yaşamımız da aslında her dönemde farklı anlamlar içermiyor mu? Nasıl bir klasiği okuduğunuzda çocukken farklı, yetişkinliğinizde farklı anlamlar bulabiliyorsanız, ülkenize ve dünyaya bakış açınız da, aynı şekilde değişen zamanlara göre farklı değerlendirmelere dayanmıyor mu?

YAZILI
HAFIZA
Gelişmiş veya yazılı hafızası bulunan toplumların ergenlik dönemleri, o toplumların bütün kuşaklarını aynı anda kapsayan bir süreç oluşturuyor. Her genç kuşakla geçmiş tümüyle unutulup, her gün Amerika yeniden keşfedilmediği için, hayata sil baştan değil, kalınan yerden devam ediliyor. Yaşanan deneyimlerden ders alınıyor. İyisi ve kötüsü ile geçmiş, bir "Birikim" ve bir "Ders" niteliği taşıyor. Kimse 1930'lara dönmeyi hayal etmiyor. Geçmişin kavga konuları gündemden çıkarılıyor. Geçmiş zamanlar ancak nostaljik takılmalara konu ediliyor. Geçmişi bugün da yaşayabileceğini iddia eden kişi ve kesimlere ya "Meczup" gözüyle bakılıyor ya da "Fantezi denemeleri" deniliyor bunların davranışlarına.
Gelişmiş ülkelerin 150-200 yılda yaşadıklarını son 50 yılda sıkıştırılmış ve yoğun biçimde yaşamış bir toplumuz. Sanayileşme, kentleşme, ideolojik kamplaşma, demokratikleşme gibi süreçleri hızla yaşarken, globalleşmeye ve bilgiiletişim çağına da geçiverdik. Ne mutlu bize ki, insanların kana ve ateşe boğulduğu 2'nci Dünya Savaşı'nın dışında kalmayı başardık. Bölgemiz siyasi coğrafyasını değiştiren bloklar arası depremler, bizim sınırlarımızı ve bütünlüğümüzü etkilemedi.
Şimdi önümüzde iki yol var. Bu yollardan biri, bizi AB denilen büyük demokrasi ve uygarlık projesine götürebilir. AB'ye tam uyumu sağlayacak reformları gerçekleştirdiğimiz takdirde, hukukun üstün olduğu, laiklikle demokrasinin cumhuriyete anti tez oluşturmadıkları, bireyin özgürlüklerinin güvence altına alındığı, kalkınma ve refahın istikrar içinde sürdürülebildiği bir süreç, toplumsal yaşamımız için doğal ortam haline gelecek.

İKİNCİ YOL

İkinci yol ise, rejim kavgaları, anti demokratik gelişmeler, dünyadan kopmak, geçmişi sürekli yeniden yaşamak anlamına geliyor. Bu yolda ekonomik krizler, siyasal kan davaları, toplumsal gerginlikler dolu.
Hangi yolu seçeceğimize hepimizin, tüm toplumsal kesimlerin, tüm devlet kurumlarının ve siyasal örgütlerin karar vermesi gerekiyor.
Acaba bu seçimi sağlıklı yapabilmemiz için, yaşadığımız yakın tarihi, ergenlik çağımızın bilinciyle yeniden gözden mi geçirmeliyiz.
"Alice Harikalar Diyarı" nda hatırladığım kadarıyla Alice ile kedi arasında şöyle bir diyalog da vardı:
Alice- Ben bu deliler kalabalığına katılmak istemiyorum.
Kedi- Bu mümkün değil. Burada hepimiz deliyiz çünkü.
Alice- Ama ben deli değilim ki.
Kedi- Deli olmasan bizim dünyamıza gelir miydin?
Diyorum ki... Önümüzdeki yollardan birinin, bizi yeniden yaşamak istemediğimiz serüvenlere sürükleyeceğini bilerek, deliliklerle dolu bir dünyaya girmeye özenmeyelim artık. Kaybolan yıllarımızdan ders alıp, geleceğimizi kazanılacak yılların üzerinde inşa edelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA