DÜN Samanyolu TV'de, Hüseyin Gülerce'nin "Pazar Sohbeti" konuğu olarak, Hüsamettin Cindoruk'la Türk siyasetinin geleceğini yorumlamaya çalıştık. Sayın Cindoruk'un yoğun deneyimleri sonucu oluşmuş, çoğu gözlemine ben de katıldım.
Kaçınılmaz bir gerçek var... Dünya değişti. Ama Türkiye hem anayasal yapısı, hem siyasi alışkanlıkları ile, eski dünyada yaşamaya çalışıyor ve bunu da başaramıyor. Bu nedenle de her konu bir siyasi ya da ekonomik krizin ateşleyicisi olabiliyor.
Mesela, tam sorumsuz ama çok yetkili bir cumhurbaşkanlığı kurumu, sistemi kilitleyici olabilir. Mesela yüzde 10'luk seçim barajı ile oluşmuş bir iktidar parlamentoda istikrarı sağlasa da, ülkede bunu sağlaması pek mümkün değildir.
Bu tür konuları yorumlarken şu da vurgulandı Gülerce'nin programında:
- Türkiye' nin çok acil sorunu, katılımcı demokrasinin ve adil temsilin yansıdığı bir yeni parlamentonun ulusal uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasa yapmasıdır.
Hüsamettin Cindoruk, demokrasinin tam olarak Güneydoğu'ya da yansıması yanında, bir "GAP Ordusu" nun kurulmasını ve bu şekilde Türkiye'nin toprak bütünlüğüne dönük kararlılığının da vurgulanmasını önerdi.
Bakalım bugünkü siyasi kadroların çapı ve vizyonu, bunları başarabilecek mi?