Çok bilinen tarihi geyik muhabbetleri vardır. Örneğin önce Napolyon'un arkasından da Hitler'in Rusya'nın kışına yenilmelerinden sonra, bir Amerikan generali ile bir Rus generali bu durumu tartışıyorlarmış.
Amerikalı general Rus meslektaşını iğnelemiş:
- Sizin en yetenekli subaylarınız General Aralık ve General Ocak, demiş.
Rus general de hemen yapıştırmış cevabı:
- Eğer siz General Electric'le General Motors'u bize vermeye razı iseniz, biz Aralık ve Ocak'ın size iltica etmelerine göz yumarız...
General Motors'un pazar değerinin bizim bankaların değerlerinin altına düştüğü düşünülünce, yukarıda anlattığım diyalogun artık bir anlamının kalmadığı da anlaşılır. Örneğin Rus generalinin Amerikalı meslektaşından şimdi "Google"ı istemesi daha akla yatkındır.
***
ABD'nin eski Başkanı Nixon, Çin'i ziyaretinde o dönemin Çin liderlerinden Çu En Lay ile konuşurken, Çin'de özgürlüklerin bulunmamasını eleştirmiş. Çu En Lay "Hangi tür özgürlüklerden söz ediyorsunuz" diye sorunca da şöyle demiş:
- Mesela Çinlilerin seyahat özgürlüğü yok. İstedikleri zaman ülke dışına çıkamıyorlar.
Çu En Lay gülerek cevap vermiş hemen:
- Sayın Başkan, siz Amerikan vizesi vermeyi taahhüt ederseniz, her gün 1 milyon Çinlinin Amerika' ya seyahat etmelerine izin vereceğimize söz veriyorum.
Bu konuşmaya tanık olanların anlattığına göre, Çu En Lay'ın bu cevabını duyan Nixon, hemen konuyu özgürlüklerden başka alanlara kaydırmış.
Çin sanayi ürünlerinin dünya piyasalarını işgal etmesini yaşayan bugünün politikacıları, herhalde "Malları gelip ekonomimizi batıracağına, her gün 1 milyon Çinli turist gelip ekonomimizi kalkındırsa" demeyi tercih ediyorlardır.
***
1950'lere dayanan yılların birinde İngiliz Muhafazakar Partisi Başkanı Winston Churchill, İşçi Partisi'nin sol kanat önderi Aneurin Bevan'la parlamentoda karşılaşmış. Bevan, Churchill'in göbeğini işaret ederek, rakibini alaya almış,
- Sir Winston, herhalde hamilesiniz, demiş.
Churchill, bu alayı gülerek karşılayıp, hemen cevaplamış:
- Mr. Bevan, çok iyi gözlemlediğiniz gibi hamileyim. Şu anda da doğacak bebeğe isim aramakla meşgulüm. Bebek erkek olursa kralımız George' un, kız olursa kraliçemiz Elizabeth' in adını vereceğim. Ama eğer karnımdaki şişkinlik bebek değil de sadece bir gaz şişkinliği ise, ona kesinlikle sizin adınızı vereceğimi temin ederim.
Bizde de her gün dokuz doğuran politikacıların gebelikleri hizmete mi yoksa sadece iktidar olmaya mı dönük bilemediğimiz için, bu bebeklere ne isim vereceğimizi kestiremediğimiz kesindir.
***
Bir de "Uydurulmuş" geyikler var. Mesela Kenan Evren 1980'lerde Çin'i ziyaret ettiğinde, o zamanki Çin lideri Deng Şiao Ping'e Türkiye'nin sorunlarının büyüklüğünden yakınırken, "Nüfusumuz çok fazla, kentlerimiz çok kalabalık" demiş. Deng Şio Ping Türkiye'nin nüfusunu sorunca da "50 milyondan fazla" diye cevap vermiş Evren. Bunun üzerine Deng gülmüş,
- Ay ne hoş... Böyle küçük bir ülkeyi yönetmek ne kadar kolaydır. Herhalde bütün Türkler birbirlerini isimleriyle tanıyordur, demiş.
Evet... Bizim politikacılar Çinli olsalardı acaba ne yaparlardı?