DÜNKÜ Sabah'ta Orhan Yurtsever'in turistlerle ilgili bir haberi vardı. Buna göre İstanbul Aksaray'da iki İspanyol turist, kollarına giren kişiler tarafından zorla bir eğlence mekanına götürülmüş...
Burada turistler 'ikram edilen' bir bardak suyu içip kalkmak istediklerinde ise 1250 YTL'lik hesap ile karşılaşmışlar. İtiraz edince de alt kata götürülerek tartaklanmışlar ve ceplerindeki paraları ile kredi kartları alınmış. İspanyol turistler olayı polise yansıtınca, o eğlence mekanının personeli gözaltına alınmış ve haklarında 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmış.
Bu haber yıllar önce bir İngiliz dostumun başına gelenleri hatırlattı bana.
Bu genç İngiliz İstanbul'u gezerken yolu Yüksekkaldırım'daki genelevler sokağına düşmüş. Sokaktaki bir boyacının sandığına yaklaşıp, ayakkabısını boyatmış.
O günün akşamında "İstanbul'da ayakkabı boyatmak çok pahalı" diye dert yanmıştı bana. Ne kadar ödediğini sorunca "50 dolar ödedim" dedi. Şaşırmıştım. "Neden bu kadar fazla ödedin" diye sordum. Acı acı güldü:
- Boyacı ayağımın bileğine sivri bir bıçağı dayamışken, nasıl ödemezdim, diye cevap verdi.