ÖNCEKİ günkü yazımda aşureden çiğ köfteye uzanan yemeklerdeki dini öğeleri ele alırken, "Aşure Günü"nün, aynı zamanda İslam tarihinin en kara yapraklarından biri olan Hz. Hüseyin ve 72 yaranının Kerbela'da şehit edilmelerinin de acı yıldönümü olduğunu, bilerek yazmadım.
Amacım, ister Sünni ister Alevi olsun tüm Müslümanlar için 14 yüzyıl önceki "Kara gün"ü bu köşede bir kez daha hatırlatıp, yarayı yeniden deşmek değildi. Sadece dinin, bir inanç sistemi olmaktan öteye mutfaklara kadar girmiş olan sosyolojik bir gerçek olduğunu, bunun farkında olmayanlara hatırlatmaktı yazı ile amaçlanan..
Ancak sayın okurlarımın bir bölümü, aşureden bahsedip "Kerbela Faciası"ndan söz etmememi, Alevi okurlarımı görmezden gelmek olarak algılamış. Hatta bazıları "Zaten siz Sünniler" diye başlayan cümleler bile kurmuşlar eleştirilerinde.
Dini veya mezhebi ne olursa olsun bütün inanç sahiplerinin inanç ve ibadet özgürlüklerine saygılı olduğumun bilindiğini sanıyorum. O yazımın, bana hatırlatma mesajı gönderenler tarafından da, dini değil folklorik içerikli bir yazı olarak değerlendirilmesini rica ediyorum.