Turgut Özal'ın 1980'li yıllarda gerçekleştirdiği "Serbest Pazar Ekonomisi"ne geçişi 50'lerde yapabilseydik, şu anda hayallerimizin anlamakta zorlanabileceği bir noktada bulunurduk.
Aslında 1950'nin 14 Mayıs'ında iktidar olan Demokrat Parti de, ilk Menderes Hükümeti'nin programı da bunu hedeflemişti. O programın öncelikli hedeflerinden biri özelleştirmelerdi. Ama olamadı bu. Sermaye yoksulluğu, altyapı eksikliği ve sosyal adaletsizlik, Demokrat Parti'yi de korumacı ve devletçi bir modele yönlendirdi.
Kronik döviz kıtlıkları sonucu Türk Parasını Koruma Kanunu en temel yasa konumuna girdi. Milli Korunma Kanunu ile, ticaret ve sanayi erbabı, mahkemelerle cezaevleri arasında dolaştı durdu.
Serbest Pazar'a gecikerek girmemize rağmen, önemli atılımlar gerçekleştirdik. Bugün Türk özel sektörü her alanda ekonominin lokomotifi.
Dün Gaziantep'le Almanya'nın Duisburg Belediyesi arasında "Gaziantep-Duisburg Kardeş Şehir Protokolü"nün imza töreni sırasında konuşan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in verdiği rakamlar, alınan yolu gösteriyor:
- Türkiye'nin ihracatı 2002'de 36 milyar dolar, şu anda geriye doğru 12 aylık yaptığımız ihracat 72.5 milyar dolar. Yani 2005'te tahminen Türkiye'nin ihracatı 72 milyar doları aşacak. Toplam 3 sene içinde Türkiye, dünyanın yaşadığı bütün olumsuz koşullara, dış konjonktürün ve iç konjonktürün bütün sıkıntılarına rağmen ihracatını ikiye katlamıştır. Dış ticaret rakamı da toplam 3 sene içinde iki kat artmıştır. Bugün artık Türkiye, çok ciddi yabancı sermaye çeken bir ülke konumuna gelmiştir. 1952-2002 arasında çektiği yabancı sermayeden fazlasını toplam son 2 yıl içinde çekmeyi başarmıştır. Şu anda direkt yabancı sermaye girişi 2003'te 1.7 milyar dolar, 2004'te yaklaşık 2.7 milyar dolar, şu ana kadar 9 aylık fiili yabancı sermaye girişi, özelleştirmeler hariç yaklaşık 2.9 milyar dolardır.
Tüzmen'in sıraladığı bu rakamların toplam ifadesi şudur:
- Türkiye bu yıl yaklaşık 190 milyar dolarlık dış ticaret hacmiyle dünyanın en büyük dış ticaret yapan ilk 20 ülkesi arasına girmiş bulunuyor.
Biliyoruz ki turizmdeki rakamlarımızla da dünyanın 8'inci büyük turizm ekonomisine sahip ülke konumundayız.
SABAH gazetesinin kuruluşunun 20'nci yılının "Serbest Pazar Ekonomisi"nde Türkiye'nin başardıklarını belgelemeyi amaçlayan eklerle kutlanması kararını, ben de alkışlıyorum. Önümüzdeki aydan başlayarak verilecek her biri 32 sayfalık bu 11 ek toplanıp kitap haline getirildiğinde, ortaya kesinlikle bir "Başarı Öyküsü" çıkacaktır.
Bu ekleri ben de merak ve heyecanla bekliyorum. Bu eklerde yer alacak firmalar ve kişiler, Türkiye'nin gelecek yüzyıllar için saklayacağı bir "Zaman Kapsülü"nde başrol oyuncuları olarak hatırlanacaklardır.