Bir siyasi iktidarın icraatı kadar, icraat çizgisindeki tutarlılık da önemlidir. Yaşadığımız dönemdeki tutarsızlıklara bir örnek "ADSL" (Asymmetric Digital Subscriber Line / Asimetrik Sayısal Abone Hattı) diye bildiğimiz hızlı internet iletişim sistemine yapılan zamdan verilebilir.
Bu yılın mart ayında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türk Telekom'un verdiği 256 Kbps olan ADSL hizmetinin aynı aylık ücretle (49 YTL) 512 Kbps'a yükseltileceğini söylemişti. Oysa dün uygulanan yeni tarifelerle giriş seviyesi 256 Kbps'den 512 Kbps'ye yükselirken, fiyat da 49 milyon liradan 99 milyon liraya çıktı.
Bu sadece devlet tekelinde olan bir hizmete zam anlamı taşımıyor.
Bu aynı zamanda teknolojiye ve iletişime önem verdiğini her dakika vurgulayan bir iktidarın, internet iletişimini "Lüks" gördüğünü de vurguluyor.
Bu sütunda İstanbul'a yeni köprüler, gökdelenler yapılmasının çağın gereği olduğunu yazıp destekledik.
Ama çağın ve çağdaş kentin tek gereği bunlar değil ki.. Sade internet bağlantısına değil, kablosuz (Wireless) bağlantısına sahip olmak da çağdaş olmanın kanıtları arasında.
Örnekler verelim mi? Geçen ay ABD'nin Philadelphia kentinde 300 metre karelik bir alanda kentlilere yüksek hızlı wireless bağlantısı sunumu için Earthlink şirketi ile kent belediyesi anlaşma imzaladı. Bu, yüksek hızlı "Broadband" telsiz internet bağlantısının su gibi, çöp toplama gibi, doğal gaz gibi, toplu taşıma gibi bir kamu hizmeti olduğunu vurgulayan bir gelişmeydi. Bu hizmeti almak isteyenler için Philadelphia Belediyesi aylık 10 dolar ücret belirlemişti.
Bu ay da San Fransisco belediyesi kentin 750 bin yaşayanına aynı hizmeti sunacağını açıkladı. Belediye Başkanı Gawin Newsom "Bilgi iletişimine girebilmek, insanların temel hakları arasındadır" diye konuştu bu atılımı başlatırken. San Fransisco'lulara telsiz internet hizmetinin parasız sunulması için Google'ın bir teklif yaptığı da bilinmekte.
Mesela Oregon'un bir kentinde (Hermiston), Texas'ın Austin'inde telsiz internet ulaşımı bedava sunulmakta.
Bir gerçek daha var. Kablolu iletişim büyük yatırımlar gerektiriyor. Oysa telsiz iletişim ağı göreceli düşük maliyetli bir yatırım gerektirmekte. Ama internetten telefon bağlantısının ucuzluğu yüzünden, büyük telefon şirketleri bu telsiz sistemleri engellemeye çalışıyor. Türkiye'de iletişimde tekel olduğu için, tellisi de telsizi de, interneti de, telefonu da aynı elden zamlanmakta.
Bir iktidar gökdelenleri, hızlı treni, köprüleri falan teknoloji ve çağdaşlık diye sunarken internet hizmetine benzine yaptığı gibi zam yaparsa, bu tutarsızlık ve bilinçsizlik olur. Her alanda devletçiliğe karşı çıkıp internete ulaşımda kökten devletçi ve tekelci olmak açıkçası anlaşılır şey değildir. Çift yol yaparken "Enformasyon otoyolu"nu hiç hatırlamamak bilgi ve iletişim çağını mağaradan izlemek gibidir.
Türkiye'de bütün bu yazdığımız global gelişmelere açık yerli ve yabancı firmalar var. Bunların sunacağı hizmetler için Dubai'ye gitmeye de gerek yok. Örneğin Türkiye'deki İntel şirketi yöneticileri ile konuşup "Wireless Metropolitan Area Networks (WMANs) nedir, bunu nasıl bizde uygulayabiliriz" diyebilecek siyasetçilere de ihtiyaç var.
Ama bizimkiler, telli internet iletişimini, (O da sık sık arıza yapıyor) nimet diye sunup, akıllarına estikçe zam yapmayı hüner sanıyorlar.