Teröristler sahil kentlerinde patlattıkları bombalarla " Kürt Realitesi "ne ilişkin siyasi bir mesaj vermek istiyorlarsa, canice eylemleri gibi, siyasi hesapları da akıl dışıdır.
Bunca yıldır hepimiz birlikte yaşayarak ve sıkıntılar çekerek gördük ki, sorun şiddet zeminine oturtulduğu zaman, insan hakları da, demokratik temsilin yaygınlaşması çabaları da rafa kalkıyor. Devletin varlığını ve bütünlüğünü koruma refleksi, toplumsal destekle, teröristlerin hayal bile edemeyecekleri çapta ve şiddetle harekete geçiyor.
Sonuçta sade Kürt Realitesi'nin çeşitli unsurları değil, tüm ülke bundan zarar görüyor.
Oysa Türkiye'de demokrasi sağlıklı ve ortam istikrarlı olduğu zaman, bundan Türkler de, Kürtler de yararlanıyor. Bu istikrar Avrupa Birliği üyelik hedefi ile birleştiği zaman, bu topraklardaki tüm insanların bundan maddi ve manevi rahatlıklar elde ettiğini gördük.
Bu coğrafyada yaşayan tüm insanların herkesten daha akıllı, daha bilinçli ve daha hesaplı olması gereği kaçınılmazdır.
Terörist eylemlerle, kimse siyasi bir hedefe ulaşamıyor burada. Ama devletler ve toplumlar terörizme karşı ortak cephede birleştikleri zaman, temel siyasi dürtü de şovenizm noktasına varmış milliyetçilik ve her alanda kökten devletçilik olmaktadır.
Abdullah Öcalan'ın PKK'sıyla 1984'te başlattığı bölücü terör eylemlerinin Güneydoğu halkına maliyeti çok ağır olmamış mıdır? Buna karşı devlet, her çeşit maliyeti, bünyesi içinde karşılayacak insan kaynaklarına da, parasal kaynaklara da sahiptir.
Ayrıca bütün dünya devletleri terörizme karşı eskisinden çok farklı bir global dayanışma içine girmiştir. Yani Londra'da El Kaide'nin veya Kuşadası'nda PKK'nın eylem koymalarının arasında dünya kamuoyu açısından bir fark yoktur. Nitekim Londra'daki eylemler sonrasında başta Kraliçe Elizabeth olmak üzere tüm İngiliz yetkililer nasıl " Terörizm bizim hayat tarzımızı değiştiremez " dedilerse, şimdi aynı şekilde Türkiye'deki terörist eylemlerin, Türkiye'nin hayat tarzını ve ekonomisini etkileyemeyeceğini vurguluyorlar.
Mesela İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Sir Peter Westmacott, BBC'de İngiliz kamuoyuna hitaben yaptığı açıklamada PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu vurgularken, " Bu saldırılar sizi Türkiye'ye gitmekten caydırmamalı. Türkiye'ye gitmemezlik etmeyin. Türkiye'deki yabancı tatilciler ve Türkler, tıpkı Londra'daki bombalı saldırılardan sonra olduğu gibi 'hayat devam etmeli' duygusunu taşıyorlar " diye konuştu.
Mesela Almanya'nın yüksek tirajlı pazar gazetesi Bild am Sonntag, Alman turistlerin çok yoğun biçimde ziyaret ettikleri Ege sahillerindeki saldırıyı ' Terör Sahillerimize Ulaştı' başlığıyla verirken " Onlar sadece denize girmek istiyorlardı. Terörle bizi tatil yaptığımız ülkeden uzaklaştıramazlar " yorumunu yaptı.
Bütün bu durumların sonunda, bugüne kadar Abdullah Öcalan'ın yargılanmasında usul hatası aramayı hukukun gereği olarak gören Batı kurumları, bir anda Öcalan'ı, Bin Ladin veya Zerkavi ile aynı çerçeve içinde mutlaka görecektir.
Başta Öcalan olmak üzere, konuyla uzaktan yakından ilgili herkes, DEHAP'lılar ve hatta PKK'lılar bu kaçınılmaz gidişi değerlendirmelidir. Bu topraklarda çözüm şiddetle değil, demokratik siyasetle bulunuyor.