Gazetecilik mesleğinde beni en fazla sinirlendiren durumlardan biri, "Muhalefete muhalefet etmek"tir. Bunu en yoğun şekilde, 28 Şubat post-modern müdahale ve Mesut Yılmaz'ın atanmış iktidarı döneminde yaşamadık mı?
Bazılarının durumdan vazife ve bazılarının da durumdan yolsuzluk çıkardığı bu dönemde, büyük medya, dut yemiş bülbül gibiydi.
Medya-banka-siyaset-mafya ilişkileri ayyuka çıkarken, medya, devrilmiş Erbakan ve Çiller'e saldırarak "görevini" yapmıyor muydu?
O dönemi, seçmen kitleleri 3 Kasım'da cezalandırıp, tasfiye etti... Türk bank benzeri dosyalar da, Yüce Divan yolunda ilerliyor.
Şimdi AK Parti'nin icraatını eleştirmek yerine, CHP'nin tutumunu eleştirmekten, bu yakın geçmişteki deneyimler dolayısıyla hiç hoşlanmıyorum. Ancak özellikle dış politikada AK Parti o kadar başarılı ve CHP öylesine tutarsız ki, müthiş bir ikilem arasında kaldığımı hissediyorum.