Rauf Denktaş artık bir karar vermeli. Kıbrıslı Türkler arasındaki tutulma oranını, tam olarak bilemiyorum.
Ahmet Hakan'ın Kıbrıs'tan gönderdiği izlenimlere göre, "Denktaş burada Bay Rauf, Rauf Dayı, Fotoğrafçı gibi sıfatlarla anılan, yani kafa bulunan bir figür haline gelmiştir."
Ama Denktaş Türkiye'de, ciddiye alınan ve Türklük için mücadele veren bir figürdür.
Ancak son davranışları ile, Türkiye'deki konumunu da galiba tehlikeye atıyor.
Başbakan Erdoğan'ın, Japonya'ya giderken İzmir uçağında söylediklerini hatırlatalım:
- Yapılacak bir şey varsa, buyur Kıbrıs'ta onu yap. Ne anlatacaksan Kıbrıs'ta anlat. KKTC Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gelip bazı marjinal gruplarla birlikte bu tür toplantılar yapmasını, ben de üzüntü ile izliyorum. Bunu kendisine de söyledim.
- Daha önce biliyorsunuz ATO'ya geldiler. Malum gruplarla bir toplantı yaptılar. O toplantıya katılanlardan çoğu, TSK'ya "İşgalci Kuvvetler" diyenlerdi. "Onlarla beraber ben aynı kare içinde sizi görmek bahtsızlığını yaşadım" diye kendisine de söyledim.
Tabii ki kim ne derse desin, Rauf Denktaş, kendince "doğru" diye bildiğinin gereğini, sonuna kadar yapacaktır.
Ancak bu "Doğru"nun, bizi doğrudan ilgilendiren, çok büyük yanlışları içerdiğini de söylemeliyiz.
1- Şu anda Türkiye'deki bazı gruplar, her konuyu olduğu gibi Kıbrıs'ı da, Avrupa Birliği'ne giden yolu tıkamak için, bir araç olarak kullanıyorlar.
2- Rauf Denktaş, bilerek veya bilmeyerek, isteyerek ya da istemeden, Türk iç politikasındaki anti-AB'ci kesimlerin sözcüsü olmuştur.
3- Denktaş, KKTC ile TC'yi karıştırmamalıdır. Burada devletin kaynağı halktan alınan vergiler, egemenliğin
kaynağı da
TBMM'dir. Burada siyasetin yönü, seçimlerle belirlenir. Denktaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış politikası ile ilgili bir görüşü varsa bunu öncelikle, Lefkoşe'deki Türkiye Büyükelçisi'ne anlatmalıdır.
4- Rauf Denktaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin politikasına yön vermek istiyorsa, KKTC'nin Cumhurbaşkanlığı koltuğunu bırakmalı, bir TC'li olarak, birlikte olduğu gruplarla politikaya girmelidir. Kendisini destekleyen Ülkücüler ve İşçi Partililerle birlikte, Ankara'daki iktidara da oynayabilir.
5- KKTC'yi, TC kurmuştur. KKTC'yi dünyada tanıyan tek devlet TC'dir. Rauf Denktaş eğer Kıbrıs Türkleri'ne bir katkıda bulunmak istiyorsa, mesela Orta Asya'daki Türk Cumhuriyetleri'ne gidip, oralarda KKTC'nin sorunlarını anlatıp, onların KKTC'yi tanımasını isteyebilirdi.
6- "Türklük"ün geleceğini düşünen bir lider olarak, Denktaş'ın, hem TC'nin, hem de KKTC'nin Avrupa Birliği yolunu engellemeye çalışması, "Dava"ya ters düşmektedir. Türklüğü izolasyona, Ortadoğu'ya itmeye çalışmak, gerçekten doğru değildir.
Böyle sayısız madde sıralayabiliriz.
Ama Rauf Denktaş'ın, salonları dolduran kalabalıklardan mutluluk duyup, milyonlarca Türk'ün gözünde "Marjinal Adam" konumuna girmesi, gerçekten üzücüdür.
Referandumda "Hayır" çıksa bile, artık Denktaş, eski Denktaş değildir. Koltuğunda eski rahatı bulamayacaktır.