Kafka'nın bir sabah uyandığında kendini dev bir böcek olarak bulan hikâye kahramanını bilmeyen var mıdır?
Bizde "Dönüşüm", "Değişim" veya "Başkalaşım" adlarıyla yayımlanmış (Die Verwandlung) bu uzun öyküyü hiç okumamış olanlar bile bir biçimde kahramanı Gregor Samsa'dan haberdardır.
Ama birçoğumuz Gregor Samsa'nın bir böcek olarak uyandığında, "bana ne oldu?" diye şaşkınlık geçirdikten sonra bu haliyle işe nasıl gideceğini fena halde dert edindiğine dikkat etmeyiz.
Oysa Samsa hemen işe gitmek ister. İş, önemlidir. İş, kaçınılmazdır. Babasının borcu yüzünden işinden nefret etse de çalışmak zorundadır. Fakat acaba müdürü onu dev bir böceğe dönüşmüş haliyle kabul edecek midir?
Bu yönüyle modern insanın acıklı haliyle hafiften dalgasını geçen bir başyapıttır "Dönüşüm."
İşsiz olmuyor! Ama işle ve işte de olmuyor!
O yüzden tatillere hak etmediği kadar değer veren; bütün hedefi "iyi bir tatil" yapmak olan; 350 gün mutsuz çalışıp 15 gün mutlu olmaya boyun eğen insan tipi gitgide çoğalıyor.

***
Şimdi bu konuya nereden geldin, derseniz...
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kıt kaynaklarla tatilin desteklenmesine bir son verme kararı almış.
Bu çerçevede kredi kartıyla 12-14 ay taksitli tatil satışlarına sınırlama getirilecekmiş.
Finans ekonomisi açısından yararlı; fakat hem turizm ekonomisi, hem de sosyolojik sonuçları bakımından problemli bir uygulama olacak!
Kredi kartları sayesinde çok geniş kesimler iyi bir tatilin tadını çıkartmaya başlamıştı. Hatta tanıdığım birçok çift "kredi kartlarımız sağ olsun" diyerek rüyalarında bile göremeyecekleri lüks gemi seyahatleri yaptılar.
***
Diyorum ki, fırsat bu fırsat...
Şu soruları baştan ele almalı: Hangi tatil bütün bir yılı temize çekebilir? Hangi tatil rutin hayatımızı ve iş ortamımızı keyifle geçirmemize yetecek kadar uzun ömürlü olabilir?
Tatil ihtiyaçtır, doğru!
Ama eninde sonunda bir "ara"dır.
İşimiz kötüyse, çalışma ortamımız berbatsa, hangi tatil bizi kurtarabilir?
Önce gelin, rutin hayatımızı güzel; iş hayatımızı çekilir kılalım!
Hani kredi kartı borçlarımızı ödeyeceğiz diye canımızın çıktığı hayatı!
Kafka'nın kahramanı Samsa'yı bir sabah böceğe dönüşmüş biri gibi değil de; kötü bir iş hayatı tarafından böcekleştirilmiş olduğunu bir sabah birdenbire fark etmiş biri olarak düşünsek...
Esas meseleyi anlayacağız sanırım.