A Takımı dizisi, Tutti Frutti şovu, Atari, Commodore, Tsubasa, Barış Manço sayesinde def edilen pazar sıkıntıları, Süper Baba'nın iç ferahlatması ve kâbus olarak da Elm Sokağı Kâbusu...
90'larda çocukluk ve ergenliklerini yaşayan bugünün "beyaz" gençlerine ne hatırlıyorsunuz, diye sorsanız, elbette yukarıdakileri sayacaklar.
Normal!
Yakılan köylerden, vurulup cesetleri otoyol kenarlarına bırakılan insanlardan, binlerce faili meçhul suikasttan, dağa çıkanlardan, kendilerine uzak semtlerden kaldırılan şehit cenazelerinin çokluğundan haberleri yoktu ki!
Anne babaları o yıllar boyunca "buralarda"ki rezillikleri onlara hiç anlatmadı!
Ülkenin voli vuranlar ile insan vuranlar arasında oyuncağa döndüğü gerçeğini...
Turgut Özal suikastını, Gazi Mahallesi olaylarını, Sabancı cinayetinin karanlık noktalarını ya da...
Çetin Emeç, Uğur Mumcu cinayetlerini...
28 Şubat'ı...
2001 Krizi'ni, bir Başbakan'ın iktidarı bıraksın diye ölümcül biçimde hastalandırıldığını...
Kürtlerin ana dillerinde konuşup şarkı söyleyince tutuklanıp işkence gördüğünü...
Hiçbir şeyi anlatmadılar!
Bakıyorum da bugünün "beyaz" gençleri babalarının 90'larda kendi halinde bir dükkân açmak için bile "laik ve çağdaş bir mafya kölesi" olarak çetelerden izin almak zorunda olduğunu dahi bilmiyorlar.
Ama sorarsan, Tayyip Erdoğan'ın "diktatör" olduğunu biliyorlar!
Nasıl bir medya eğitiminden geçirildilerse artık, bundan eminler!