Artık koca bir şehre dönüşen Kuşadası'nın öğle vakti 36 derece sıcakta, sıkışan trafiğin açılmasını bekleyenlere...
Oradaki bir alışveriş merkezinde üzerine bocalama ketçap dökülmüş dönerleri İskender kebap niyetine mideye indirmek üzere kuyruğa giren kalabalığa...
İzmir-Aydın otoyolundaki mola yerinde oturmuş kızarmış patates atıştıran bir yandan da azıcık serinleyebilmek için pet şişe suyu başından aşağı boşaltanlara...
Baktım, baktım ve...
Acaba diye sordum içimden...
Bu insanlar en fazla 15 kilometre uzakta kiraz ve vişne ağaçlarıyla dolu Kirazlı gibi sevimli bir köy olduğunu, orada bir çardak altında oturup zeytin peynir yemenin bile nasıl iç ferahlatıcı olabileceğini biliyorlar mıdır?
35 kilometre uzaktaki, zamanı 15.Yüzyılda durdurmuş inci tanesi gibi bir Ege kasabası olan Birgi'de, bir ulu ağacın gölgesinde sade bir kahve içmenin eşsiz güzelliğinden haberdar mıdırlar?
***
Düzenli okuyucularım hatırlayacaklar...
İki yıl önce
Birgi'den...
14. Yüzyıl'da Aydınoğulları Beyliği'ne başkentlik eden, bugün konakları, camileri, hanları, hamamlarıyla zamana direnen
o küçük ama ruhu pek büyük beldeden söz etmiştim.
Geçen gün "haydi" dedik, "yine gidelim, bir bakalım Birgi'ye!"
Vaktin öğleyi çok geçmiş olmasına aldırmayıp çıktık yola! Ne iyi yapmışız!
Kasabanın asude atmosferi bizi de yıkadı, arındırdı, sakinleştirdi.
***
Birgi...
Ödemiş'ten 6 kilometre sonrası.
Etraf birdenbire yeşilleniveriyor. Kasabanın sırtını dayadığı
Bozdağ'ın temiz havası hemen fark ediliyor.
Bizden önce
Birgi'ye varan dostlarımızla
Ulu Cami Meydanı'ndaki kahvede buluştuk. Metafizik karakteri hayli yüksek meydanda
Ümmü Sultan Türbesi de bulunuyor.
Biraz yukarıda da
İmam Birgivi hazretlerinin kabri ve külliyesi var.
Bir de muhteşem serviler! Ah, o serviler; serviler öyle büyülüyorlar ki beni!
Derim ki...
Birgivi hazretlerinin kabrini bu sıcakta ziyaret edenler girişteki
kar helvası satıcılarına uğramayı ve karadutlu helvayı tatmayı unutmasınlar!
Sonra aşağıda yol üzerindeki
Değirmen piknik yerinde mutlaka soluklansınlar; bir şeyler yiyip içsinler, tavsiyemdir.
Kültür Bakanlığı'na da çağrım olsun...
Çakırağa Konağı'nın restorasyonunu bitirin artık! Kapıları ziyaretçilere açılsın!