Derya Büyükuncu'yu eleştirebiliriz.
Doğrusu o da, toplum bütün oklarını onun üzerine yöneltsin diye elinden geleni ardına koymadı!
Ama bir dakika!
Hop dedik!..
Derya Büyükuncu'yla dalga geçmek nasıl ucuz ve ezik bir tutumdur, bunu fark edemiyorsanız, size acırım.
***
Ne yapmış Derya?
35 yüzücü arasında 33 olup elenmiş.
Hem spordan anlıyor, hem olimpiyatlara değer veriyor hem de
Derya'yla dalga geçiyorsanız, yazıklar olsun!
Hani "
Olimpiyatların asıl değerini madalyalar değil, yarışlara katılmak" belirliyordu...
Hani "
bir olimpik yarışı en geride bitiren bile madalya kazanan kadar değerlidir" diyordunuz ya...
Yalan mıydı bütün bunlar?
Ne zaman "
Olimpiyat ruhu" konu edilse, önümüze bu slogan sürülmedi mi? Yalan mıydı yoksa? Laf olsun, torba dolsun diye mi söyleniyordu?
36 yaşındaki bu delikanlı spor hayatını biraz fazla uzun tutmuş olabilir ama toplam
altı olimpiyata katılan ilk ve tek yüzücü.
Gerçek bu kadar yalın ve Derya adına bu kadar güzel!
***
Bana sorarsanız, "
Olimpiyat ruhu"nun bir marifet olup olmadığı da tartışılır.
Yıllar boyu sporcular
soğuk savaşın neferleriydi; savaş robotlarına dönüştürülmüşlerdi ama işin bu yanını görmezden geldik.
Şimdi de "
ne pahasına olursa olsun, madalya almak için" gencecik insanlar bedensel ve ruhsal işkencelere tabi tutuluyorlar.
Sporcular artık para kazanıyor ama para da (sponsorlar) sporu yavaş yavaş bitiriyor.
Bunların hepsi tamam!
Hepsi hakkında uzun uzun düşünme zamanı geldi.
Ama "
Survivor kültürü"yle kalkıp sporu ve sporcuyu aşağılamaya kalkmak,
ayıptır, çok ayıp!
Futbolun magazinleşmiş ve spordan çoktan kopmuş dünyası neyinize yetmiyor.