23 Ocak 1913'ün 99. yılından kalkarak dün demiştim ki...
İttihatçı gelenek ve zihniyet bu topraklardan tümüyle çekip gitmedikçe "devlet içinde devlet" tezgâhları bitmeyecek, cumhuriyetimiz asla kökten demokratikleşemeyecek.
Şimdi biraz daha açayım.
İttihatçı gelenekten popüler medyada söz edilirken iki nokta öne çıkar.
Bir... Militer bürokrasi ve darbecilik.
İki... Maceracılık.
Doğrudur bu! Ama ciddi biçimde eksiktir.
İttihatçılar sadece bir ulus devlet değil, o devletin "içini" dolduracak yeni (ve modern) bir toplum inşa etmek istediler.
Unutulmamalı ki, alfabe değişikliğini de ırkçı tarih tezlerini de, toplumu jimnastik ve halk evleri gibi kurumlar yoluyla seferber etmeyi de ilk projelendiren İttihat ve Terakki'dir.
Onların darbecilikleri de, maceracılıkları da bu "inşa" hedefi içindir.
Başarısızlıkları da, başarıları da bu çizgilerinin sonucudur.
***
Yeni bir toplum inşa etmeye kalkışmak demek...
Bütün romantik çağrışımlarına rağmen zalimce "
yıkmak" demektir..
Neden mi?
Anlatayım.
Ağır ağır akan bir suyun bütün engelleri kâh yanından geçerek, kâh farklı kanallara dağılarak aşması gibi toplumlar da yüzyıllar içinde anlaşmazlıklarını, çatışmalarını ve farklılıklarını yatıştırırlar.
Toplumsal barış bu bakımdan devletler arasındaki barışa hiç benzemez!
Toplumsal barış "
organik" ve
tarihsel niteliktedir. Devletlerarası barış ise "
inorganik" ve
diplomatiktir.
İşte bu yüzden
yeni bir toplum inşa etme siyasetleri toplumsal farklılıkları da siyasallaştırır!
Ne kadar "sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış kitle" olduğunuz söylenirse söylensin, asıl olup biten
eşitsizliğin otoriter perde altında daha da derinleşmesidir.
***
Hiç kuşkunuz olmasın...
Gayet basit ama dürüst bir tarih irdelemesi bile gösterecektir ki...
Bugün hâlâ berbat sonuçlarıyla baş etmekte zorlandığımız
Sünnileri sekülerleştirme, Alevileri Sünnileştirme, Kürtleri Türkleştirme politikalarının kökeni
İttihatçı gelenektir.
Son olarak, şu notu düşerek konuyu kapatayım...
İttihatçılığın bugün sadece
Kemalizmde ve Cumhuriyet'in bürokratik dinamiklerinde hüküm sürdüğü sanılıyor. Yanlıştır!
Türkiye'de
radikal sol da, muhafazakâr sağ da İttihatçı toplum mühendisliğinden ve kendisinden başka her görüşü sapkın gören "
iktidar gururu"ndan fena halde etkilenmiştir.