Günlerdir gazetecilerin miting izlenimlerini okuyoruz, dinliyoruz.
Kim nereye kaç kişi toplamış...
Kimin mitingine daha çok adam taşınmış...
Liderler ne söylemiş, birbirine nasıl "ayar" vermiş, ne kadar hakaret etmiş...
Öğrendiğimiz bu.
Bir de o ilin milletvekilinin ya da il başkanının gelip gazetecinin kulağına fısıldadığı "yalandan özel" bir iki laf eklendi mi, olay tamamlanıyor.
İyi de bir miting sadece bunlardan mı ibarettir?
Gazeteciler gerçekten bu kadarını mı görüyor? Hiç sanmam.
Kuşkunuz olmasın ki, mitingler halkın siyasal algısı ve tepkileri hakkında çok daha derin ve anlamlı işaretler taşırlar.
***
Hem CHP hem de AK Parti'nin bir iki mitingini izleme fırsatı bulan
emekli gazeteci dostum şunları anlattı...
"CHP'liler mitingin ilk anları hariç
Kılıçdaroğlu'na pek bakmıyorlar; söylediklerinden pek azını can kulağıyla dinliyorlar.
Meydanda boy göstermiş olmayı ve toplu tezahüratlarını kürsüde konuşulanlardan daha çok önemsiyorlar. Malum,
yeni CHP ideolojik bakımdan daha esnek! Fakat
mitinglerdeki CHP'liler militan ve otoriter bir görüntü sunuyor.
AK Parti mitinglerinde ise dikkatler doğrudan Erdoğan'a yöneliyor. Erdoğan'dan önce çıkan konuşmacılara sinirleniliyor. Erdoğan'ın söylediği
her söz tane tane değerlendiriliyor. Toplu tezahüratlar pek hoşa gitmiyor. Söylenen söze göre alkışı ve yuhalamayı toplu tezahürattan daha çok önemsiyorlar."
***
Söyleyin...
Bu anlatılanlar mitinge gelenlerin sayısı üzerine tartışmalardan çok daha anlamlı
sosyal şifreler içermiyor mu?
Bana sorarsanız, bir mitingin en az anlam taşıyan yanı
liderlerin kürsüde ettikleri laflardır.
Geçen cumartesi
AK Parti'nin İzmir mitingindeydim.
Ve uzun uzun izlediğim şu manzara bence
hem günümüz hem de geleceğin Türkiye'si açısından ilginç ipuçları taşıyordu.
Erdoğan gelmeden yarım saat önce miting kürsüsünün yanı başında demir parmaklıklarla çevrilmiş alanda
İzmir'in milletvekili adayları toplanmaya başladılar. Erkekler
siyah takım elbiseler, kadınlar
çok şık siyah ve krem rengi döpiyesler içindeydiler.
Saçlar başlar göz alıcıydı.
Belli ki çok sıkı fakat eğlenceli bir
siyasi kulis dedikodusu çevirmekteydiler. O yüzden olsa gerek sık sık kahkahalarla gülüyorlardı.
***
Alanda toplanan muazzam kalabalığa gelince...
Proleter irilikte elleri olan adamlar;
başı örtülü ya da örtüsüz kendi halinde kadınlar çoğunluktaydı.
Bir de tabii yıllardır hemen her
AK Parti mitinginde rastladığım
"ailecek, çoluk çocuk buradayız" tablosunu vurgulamalıyım.
Çocuklar neredeyse yetişkinler kadar çoktu.
Gençlere gelince,
"bıçkın" genç kızlar ve
"halim selim" delikanlılar dikkat çekiyordu.
Şimdi şuraya dikkat!
Alandaki rengârenk kalabalık, kenardaki takım elbiseli ve döpiyeslilerle hemen hiç ilgilenmedi.
Doğrudan
Erdoğan'a kilitlenmişlerdi.
Sanki onunla tek tek ve gayet kişisel bir
kontrat yapmaya gelmişlerdi!