Konu siyasetse eğer...
Hele siyasal aktörleri, mesela Erdoğan'ı, Kılıçdaroğlu'nu, AK Parti'yi, CHP'yi, BDP'yi konuşuyorsak...
Bütün gücümüzle bağırıp çağırarak tartışmayı pek seviyoruz.
Fakat toplumu derinden ilgilendiren tartışma konularına gelince, iş değişiyor.
Daha sakin, daha derin düşünerek masaya yatırmamız gereken meseleler karşısında tavır değişiveriyor.
O zaman medya kaçak güreşmeye başlıyor; kamuoyu ise kayıtsız kalıyor.
***
Diyanet İşleri Başkanı'nın
"gazete 3. Sayfalarının bir haftalığına cinayet, saldırı, zulüm haberleri yerine merhamet haberlerine ayrılması" çağrısında da böyle oldu.
Elbette
Survivor'daki
Nihat Doğan kadar uzun boylu ele alacak değildik bu konuyu!
Ama medyadan neredeyse çıt çıkmaması çok üzüntü verici!
Hani biri çıkıp "
gazetelerimiz pembe haber yapsın!" türünden
konformist ve tuzu kuru bir çağrı yapsaydı...
En azından gazete köşelerinde daha fazla yer bulurdu!
Söyleyin bana...
Hep
sokak ortasında dayak yiyen birini kayıtsızca uzaktan izleyenlerin haberlerini mi okuyacağız? Açlığı ve yoksulluğu ekrandan izleyip zap yapanlardan mı olacağız?
Hayatını tehlikeye atarak linç girişimini önleyen esnaflar var. Bütün kariyerini yoksulların ve kimsesizlerin tedavisine vakfeden doktorlar var.
Onların haberlerini nerede okuyabiliyorsunuz?
***
Problem nerede peki?
Okuduğum bir iki yazıdan çıkardığım şu ki,
bu çağrıyı yapanın Diyanet İşleri Başkanı olması çağrının hak ettiği yankıyı bulamayışının nedenlerinden biri!
Tamam!
Gerçekten laik bir toplumda Diyanet kurumu olmaz!
Kendi adıma, diyanet kurumu olmayan bir Türkiye'den yanayım.
Ama varsa eğer böyle bir kurum...
Hz.Peygamberin merhametinin anıldığı bir haftada bu kurumun başkanının medyaya böyle bir çağrı yapmasından normal ne olabilir!
İşte
son OECD raporunda ortaya çıkan gerçek...
Kamusal yardım projelerine en az katkıda bulunan bireylerin bulunduğu ülkelerden biriyiz.
Bu gerçeği
TÜSİAD tartışmaya açsaydı, adım gibi eminim ki, medya üzerine atlardı.
***
Merhamet duygusu ve merhamet ahlakının gündelik hayatımızda nasıl erozyona uğradığını durup düşünmeyecek, hiç tartışmayacak mıyız?
Diyanet İşleri Başkanı'nın çağrısı bir başlangıç olabilirdi.
Merhametin özü
kendimizden başkalarının da acı çektiği bilgisidir!
Ne yazık ki,
kayıtsızlık ve konformizm çağında kimse bu
"bilgi"ye yüz vermiyor.
Hoyrat kamplaşmalar ve slogan kuruluğundaki inançlar merhametin en büyük düşmanlarından biri!
Yani tam şimdi...
Merhameti konuşmamız, düşünmemiz, yaşamamız gerek!
Acilen...