Şu formsuzmuş, bu kötü günündeymiş, orta saha eksikmiş, sakatlar varmış, kadro yetersizmiş...
Bu gerçeklerin hiçbiri bizde oynanan futbolu anlatmıyor.
Çünkü biz futbolu ayaktan çok "kafa" yla oynuyoruz.
Durup sorun kendinize: Dün akşamki sonucu yaratan becerikli ayaklar ve onlarla uyumlu taktik olabilir mi? Ne gezer, değil mi!
Lig arasında ne olduysa oldu; Trabzonspor kendine güvenini kaybetti.
Kafalar hep karışık ve bir türlü düzelemiyor. Her şey Burak'ın azmi ve inadına kalıyor.
Beşiktaş'a gelince...
Futbolcular ne oynadıklarını bilmiyor! Schuster ne oynattığını bilmiyor!
Eh, üzerine hakem de Beşiktaş'ın buz gibi golünü, Trabzonspor'un buz gibi penaltısını vermezse, gerisini düşünün artık!

Zaten futbol açısından söylenecek pek bir şey yoktu.
Örnek mi? İki takımın sağ kanat savunmaları amatör küme düzeyindeydi.
Daha ikinci dakikada Simao'ya attığı müthiş pasla Guti ciddi biçimde uyarmıştı Serkan'ı ve Trabzon kulübesini! Ama Serkan yaptığı fauller ve sonunda gördüğü kırmızı kartla takımının aksayan kolunu kökünden kopartmayı tercih etti. İkinci yarıda Hilbert o boşluğu iyi kullandı.
İyi de, Beşiktaş'ın sağ kanat savunmasının yokluğuna ne demeli? Bakın savunma zaafiyeti demiyorum, basbayağı "yokluk"tan söz ediyorum.
Hilbert ilerde, Ekrem yanında, arkaları yol geçen hanı!
Ama on kişi kalan Trabzon'un ikinci yarıda o kanattaki boşluğu etkili kullanacak hali yoktu. Göbekten adam kaçırmayı tercih etti bordo-mavililer.
Schuster'i anlamak imkansız. Her hamlesi yanlış.
Hele bir yanlışı var ki...
On kişi kalan Trabzon karşısında orta sahada top yapma üstünlüğü kesinkes Beşiktaş'a geçmişken Fernandes'i çıkartıp Nobre'yi aldı.
İlginçtir, bu derhal eksik Trabzon'un işine yaradı. Orta sahada eşit oynamaya başladılar. Sivok'un kırmızı kartına bile ihtiyaçları kalmamıştı.
Şenol hocayı ise şu açıdan anlayamıyorum; Jaja maçların ilk yarısını piyasada dolaşmaya çıkmış gibi bir ruh haliyle oynuyor. Yok mudur bir çaresi? Bulunamaz mı?
Son olarak iki noktanın altını çizeyim..
Burak çok açık biçimde ligin kader adamı oldu. Özellikle ligin ikinci devresinde yaptıklarına bakınca ayakta alkışlamamak imkansız. Takımı dursa, o durmuyor.
Bir de dün akşam Şenol Hoca'yı alkışlarla tribüne alan Beşiktaş taraftarından bahsetmek istiyordum ama maç sonu yaptıklarıyla, hocaya attıklarıyla beni hayal kırıklığına uğrattılar.