Günümüzün popüler kültür modası tarih! Bazı gazetelerin "tarihten sorumlu" yazarları var. Bütün görevleri okura "her şey tekerrürden ibaret" duygusu vermek sanki!
Ekran tarihçileri ayrı âlem!
Öyle "ben bilirim, başkası bilmez" havaları, öyle küstah dilleri var ki, onların yanında ekrana çıkan akademisyen tarihçiler pek saf, pek çelimsiz kalıyorlar.
***
İyi de...
Bu kadar tarih konuşmak (hatta buna bazen "tarihe tapınmak" bile diyebiliriz)
ne işe yarıyor?
Yeni açılan defterler, tarih tartışmaları sayesinde kırılan tabular, geçmişe dair ortaya dökülen şaşırtıcı detaylar önemli ama acaba bugüne bakışımızı değiştiriyorlar mı?
Pek sayılmaz!
Neden?
Çünkü herkes
ihtiyacına göre sağa sola çekiştirip duruyor tarihi.
Herkes işine geleni dinliyor, gerisine kulağını tıkıyor.
***
Deniyor ki,
bugünü anlamak için tarihi bilmek gerekir. Doğru!
Ama her zaman değil!
Adalet bir kez çekip gitmişse...
Zulüm defalarca barışı ezip geçmişse...
Tarihi tartışıp durmak bazen adaletsizliği ve savaş dinamiklerini çoğaltır.
Gerçek şu ki...
Daha iyi bir dünyayı geçmişe bakarak değil, geleceğe bakarak
şimdi, bugün, burada kurmak zorundayız.
***
Eduardo Galeano bir gece
Madrid'de bindiği taksinin şoförüne sorar:
"Kuzey Afrikalı Müslümanlar İspanya'ya ne getirdiler?"
Hiç duraksamadan Faslı göçmenleri kastederek cevaplar taksici:
"Dert!"
Bu cevap karşısında Galeano susup tarihe doğru dalar.
Kuzey Afrikalı Müslümanların geçmişte İspanya'ya
sekiz asır, otuz iki kuşak boyunca uygarlık ışığı taşıdıklarını anlatsa, ne anlamı olacaktır!
***
İspanyolcadaki dört bin sözcüğün...
Cebir ve trigonometrinin...
Tadını pek sevdikleri sirke, hardal, kimyon, safran, tarçın, köfteli yemekler ve meyve kurularının...
Bugün hâlâ birçok şehrin ve arazinin su ihtiyacını karşılayan sulama sistemlerinin...
Katolik dönemin engizisyon etkisine rağmen günümüz İspanyol'unda hâlâ varlığını sürdüren hoşgörü duygusunun...
Ve
daha ne çok şeyin o Kuzey Afrikalı Müslümanlardan miras olduğunu anlatsam şimdi, diye düşünür
Galeano...
Madridli taksicinin bugüne bakışına bir çare olabilir, onu değiştirir mi?
Hayır!
Tarih, bu sorunu hiçbir zaman aşamamıştır.
Cevap daima siyasettedir.