Yaz mevsimindeyiz ya...
Başta NTV olmak üzere birçok haber kanalı yine yeşillendi! Çevrecilikten ve doğa programlarından geçilmiyor!
Bu kanallar için tatile çıkmak, "yeşillenmek" anlamı taşıyor!
Zurna da tam orada zırt ediyor!
Ekranda ne kadar havalı laflar edersen et...
Zamanlaman ve tercihlerin gösteriyor ki, bu senin tatilin! Çevreyi ciddiye almak, ekolojik bilgiler elde etmek, doğaya çıkmak bir tür "yazlık tatil eğlencesi" senin için!
***
NTV'deki "
Doğada Tek Başına" belgeselinde
Serdar Kılıç'ın engerek yılanı öldürüp ekran karşısında afiyetle yemesini eleştirdi hayvanseverler.
Eh, gerçekten de olayın bitki ve hayvan varlığı koruma altına alınmış bir
milli parkta gerçekleşmesi tatsız!
Kılıç ise eleştirilere "Doğada hayatta kalma yollarını anlatan bir programda yılan öldürüp yemem doğal" cevabı verdi. O da kendi açısından haklıydı.
Asıl hata başka yerde..
Hata çevrecilik ve doğayı koruma amaçlı yayıncılık anlayışıyla özünde "
serüvenci" bir doğa belgeseli yayınlamak arasında
uçurum olduğunu idrak edemeyen
NTV'de!
"
Yeşil" olmak ile izci olmak birbirine çok yaklaştıkları yerlerde bile farklı şeylerdir.
***
Mesele doğayı bilmek, doğaya dönmek, doğanın elimizden çektiklerini anlamak ise...
İhtiyacımız kendimizi ormanın orta yerine atıp kamp kurmak ve tatil bitince de evine, dönmek falan değil! Kesinlikle değil!
İhtiyacımız ilk önce,
"doğa nedir?" sorusunu cidden merak etmek ve
gerekirse bildiğimizi sandığımız ne varsa çöpe atıp yeniden öğrenmektir.
Yeşilliğin ortasına gitmek insanı çevreci bir doğasever yapmıyor.
Her hafta sonu yüzbinlerce insan dere kenarlarına, ormanların derinliklkerine, yaylaya, bayıra pikniğe gidiyor.
Gidiyor da ne oluyor ki!
***
"
Doğada hayatta kalma" serüvenciliğine gelince...
Baştan yanlış!
Çünkü
modern yanılgıya göbekten bağımlı bir serüvencilik bu!
Modern yanılgı ne? Bütün yabanlığına, bütün ürkütücülüğüne karşın insan doğaya tahakküm edebilir ısrarı ve bu ısrar üzerine inşa edilen yaşam biçimi.
Nitekim "
Doğada Tek Başına" belgeselinin tanıtımı için
ntvmsnbc.com'da kaleme alınan yazıda şöyle soruluyordu:
"İnsan mı doğaya hükmeder, yoksa doğa mı insana?"
Bu bakışın günümüzün çevre sorunlarını yaratan
endüstriyel mantıktan farkı var mı? Yok! Hatta ta kendisi!
İzci veya Tarzan kılığına girmiş olması bizi aldatmamalı!
(Not: "Yeşil Ekran" meselesi ve bu konular önemli, devam edeceğim!)