"Küçük şeylerden mutlu olurum" diyorlar. Sonra da saymaya başlıyorlar: "Sağlık, kariyer ve biraz da aşk mutlu olmama yeter!" O zaman merak ediyorum: Acaba bu mantıkla "büyük şeyler" ne olabilir? Ya "biraz aşk" neyin nesidir?

***
Yepyeni bir "ev" kavramımız var artık: Kablosuz internet bağlantısı ve bir dizüstü bilgisayar...
***
"Aşk, yüzü sevmektir." (Michel Tournier) Beden arzulanır ama sevilen yüzdür.
***
Seven için sevilenin yüzü mutlak biçimde güzeldir. Ama beden bu "bakış"ın dışında kalır.
***
Bedenimize "dışarıdan" bakarsak "kimsesiz bir çocuk"la karşılaşırız. Bakmayın orasının burasının gelişmişliğine! Tedirgin, güvensiz, kimsesiz bir çocuktur beden! Ayna karşısında kendi bedenimize baktığımızda bile öyledir!
***
Sevenin bakışı bile bir bedeni güzelleştiremez. Ama okşamalar işi değiştirir. Çünkü bir beden usul usul okşanarak "yüz" kılınabilir! Nadir görülen yaratıcılık biçimlerinden biridir! (Tam bu noktada filozofumuz Levinas'a bir selam çakalım!)
***
Plajlar... Kadınlar birbirlerine karşı ne kadar kıyıcı olabiliyor. Bazen bir kadının başka bir kadını öldürmesine tek bir bakış bile yetiyor.
***
Kimi genç kadınların gözlerinden altyazı geçiyor: "Beni eğlendirmeyeceksen, yanıma yaklaşma!" Ya da "Benimle arkadaş olacaksan, git! Sevgili olmayı göze alan varsa, gelsin!"
***
Modern insan... Başkalarına anlatmak için seyahat ediyor, başkalarına anlatmak için yiyip içiyor, başkalarına anlatmak için müzik dinliyor, kitap okuyor. Hatta... Galiba sadece başkalarına anlatabilmek için rüya görüyor!
***
Edip Cansever'in dizesidir: "Beni bir sardunya büyüttü belki de..." Ben de hep bazı erkeklerin annesi babasının aslanağzı olduğuna; bazı kadınların fesleğen soyundan geldiğine inanmışımdır.
***
Buda, hakikat yolunda susar! Kendini baştan ayağa bir "duruş" kılar! Ne acıklı bir güldürüdür ki, yerinde bir saniye bile duramayan ve bitkin düşünceye kadar gevezelik eden Batılı insan öteden beri Buda'da bir çıkış yolu arıyor!
***
Şimdi kır düğünleri pek moda... Ege'de hangi yoldan geçsem, önünde "kır düğünleri yapılır" tabelası bulunan bahçeler görüyorum. Her akşam bir bahçeden düğün sesleri geliyor. Gel de Osman Konuk'un "Kır Düğünü" şiirini hatırlama şimdi! Hani içinde "belki yakışırdı beyaz, bu kadar tekrarlanmasa" dizesi geçen o müthiş şiiri!.. Şiirin son dizesini ise hiç unutmam: "Arjantin'e âşık olur, Almanya'yla evleniriz."