Liderle yöneticiyi birbirinden ayıran en temel fark nedir?
Lafı hiç dolandırmadan, allayıp pullamadan söyleyeyim...
Lider yönetmez, önde gider ve ötekileri arkasından çeker. Liderin "yönetilenleri" yoktur; "dava arkadaşları" vardır.
Yani lideri "dava"sından tanırsınız ya da verdiği bu histen!
Mesele bu kadar yalındır.
Davası olmayan veya davasının ne olduğunu bile bilemeyenler "öne geçenler" değil, eninde sonunda "öne itilenler" olarak kalırlar!

***
Konuya birden daldım, farkındayım.
Şundan...
Anlaşılıyor ki, yeniden liderlikten ve lider karizmasından sık sık söz edeceğimiz günlere girdik!
Daha şimdiden başladık bile...
Kemal Bey lider mi, değil mi? Sarıgül belediyede liderdi de, ülkede lider olamaz mıydı? Seçim başarısı ile liderlik birebir çakışır mı; eğer öyleyse Baykal neden karizmatik lider görüntüsü veriyordu? Neden anketlere göre Erdoğan'ın kamuoyundaki liderlik algısı partisinin de önüne geçiyor?..
Zihinleri bu sorular kurcalıyor.

***
Kimi belediye başkanları, kimi kurumların yöneticileri başarılıdır; gönül çalıcıdır, hoştur, çevrelerindekileri yönlendirmeyi çok iyi becerirler...
Fakat iş makro düzeyde siyasete geldiğinde çuvallarlar.
Neden?
Becerikli, yakışıklı, başarılı olmak başkadır, siyasi ilhama ve ilham verici bir karaktere sahip olmak başkadır.
Karizma denilip durulan şey "yakışıklılık" ta değil, tam da bu noktada saklıdır.
Bir zamanlar sokakta yakaladığı herkesi öperek, herkesin elini sıkarak lider olabileceğini sanan bir siyasetçimiz vardı! Dürüst, iyi, temiz bir insandı! Ama kitleye "dokunma" nın somut olarak elle dokunmak anlamına gelmediğini anlayamamıştı.
Kitlelere "dokunmak" demek, onlara ilham vermek, onları küçük ya da büyük bir "dava"nın parçası yapabilmektir.

***
Bir de durmadan "liderlik önemli değil, ekip çalışması önemli" diyenler var.
Dikkat ettiğimde görürüm ki...
Bunu diyenlerin büyük bölümü de, ilginçtir, hayatının hiçbir bölümünde ekip olamamış, ekiple çalışamamış tiplerdir.
Sonuçta, boş laflardır bunlar!
Ya da lider vasfından uzak birini desteklemek için uydurulmuş kılıftır!
Çünkü yoldaşsız, takımsız, ekipsiz lider olunamaz! Yoktur böyle bir şey!
Ama dikkat edilmesi gereken asıl nokta şudur: Lider ekibini yönetir; ekibi veya sekreteri lideri yönetmez!