atv, Osman Yağmurdereli ve Nuran Devres elele verip, Türk televizyon izleyicilerine keyifle izleyecekleri yeni bir dizi hediye ettiler: "Melekler Adası"... Reyting raporlarındaki rakamların ifade ettiği sayısal başarı bir yana, diziyi izleyen "Yakından Kumanda" okurlarının övgü dolu mesajları da bunu kanıtlıyor. Doğru yapımcı, doğru kanal, doğru senaryo, doğru zaman formülünü başarıyla kurdunuz mu, diziyi izlenilir kılmak da kolaylaşıyor.
Hem Osman Yağmurdereli, hem de Nuran Devres, Türk televizyon izleyicilerinin ortak beğeni ve alışkanlıklarını son derece doğru tespit eden kişiler. Zaten geçmişteki başarıları da bunun en önemli ispatı. Buna bir de doğru oyuncu tercihleri eklenince, "Melekler Adası"nın dört bir yanı suyla değil, reytingle çevreleniyor... Amaaa... Dizinin ilk bölümünde gözüme çarpan bazı hataları yazmazsam kendimi suçlu hissedeceğim. Çünkü izleyicinin hakettiği "en güzelin", "en doğrunun" ortaya konulması adına benim de çorbada tuzum olsun istiyorum.
Bir kere; dizide adı geçen işletmenin otobüslerinde yalnız seyahat eden kadınların yanına erkek yolcu oturtmazlar. Bu biir! (Uygulamanın doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmıyorum. Realiteden söz ediyorum) İkincisi; Nurgül'ün saçları "hınçla", gelişigüzel kesiliyor. Ama bir sonraki sahnede görüyoruz ki, gençkızın saçları usta bir kuaförün elinden çıkmış gibi özenle kısaltılmış. (Şu adamın adresini verin de millet boşu boşuna lüks kuaförlere o kadar para bayılmasın!) Üçüncüsü; denize atlama sahnesinin ilk karelerinde teknenin yol aldığını görüyoruz. Ama sıra atlamaya geldiğinde tekne duruvermiş. Sanırım yardımsever kaptan, çekim ekibinin işini kolaylaştırmak istemiş! Bir de denize atlayan arkadaş keşke boy vermeseymiş! Bunların hepsi ufak tefek teknik detaylar. Ama dedim ya hem bu dizi hem de onun izleyicileri "mükemmeli" hak ediyor.