Bodrum'da sadece cılkı çıkmış, ayarı kaçmış manzaralar mı var ? Burada gün geçirenler sadece yukarıda andığım lay lay lom ırkı mı ? Asla.. Asla yok öyle bir şey. Kentin tüm yozluklara, yıpranmışlıklara inat direnen şiir tadında mekanları, insanları çok çok fazla aksine.
Bir bilen
Televizyonda görünmüyorlar diye onların varlığını yok sayamayız ki.
Rafine eğlencenin, dinlencenin odaklandığı türlü çeşit yerlere, kameraman ayakları ulaşmıyor maalesef.
Dünyanın en hoş dostlukları, sohbet ortaklıkları, sofra buluşmaları
yaşanıyor Bodrum'un çook yerinde.
Ama bilen de yok, görebilen de.
Fok Mağarası
Eşi bulunmaz ustaların taşlara can verip, can evler kurduğu bölgeleri gezip fotoğraflıyorum gün boyu.
Kıçına en mütevazısından pata pata motoru takılmış bir ahbap kayığıyla
Akvaryum'a, Fok Mağarası'na, Aspat'a, Karaada kıyılarına dümen kırıyorum.
Yaşasın
Ortakent'te, Yahşı'da, Torba içlerinde, Yalıkavak, Turgutreis cenahlarında; hayatı begonvil çiçeği rengi ve saflığıyla yaşayan ne güzel insanlar görüp tanışıyorum yaşasın.
Helal!..
Diyeceğim o ki; biz içerden birileri dışardan, ısıra ısıra, kopara kopara, böle parçalaya yine de bozamadık Bodrum'u.
Galiba şehre diğer yönden gelip, vestiyer tepeye akıl bırakma zorunluluğundan yırtan insanlarımız koruyor Bodrum'u. Helal olsun onlara.