Rock mekânlarının "baba evi" sayılıyor ya, işte oraya, alt kat Kemancı'ya gittim geçen gece.
Ovvv!.. Bu ne kalaba birader?.. Al bir avuç pirinci, savur havaya ilk danenin yere düşmesi 2-3 dakika alır tallahi...
Haziran başında kapalı bir mekan böyle dopuş dolu olsun, pes.
Ayı Orhan
Güvenlik şefi Ayı Orhan'ın kontrolü altında iç kısımlara doğru ilerliyorum. Orhan'ın 'ayı'lığı hem iriliğinden hem iyiliğinden.
Bir zamanlar Ayı Filmi gelmişti ya. Hani hisli sahneleri olan bir filmdi. Hah işte Orhan o filme sabah girip suareye kadar 5 kere izlemiş, her dakikasında da hüngür şakır ağlamış. Gelip saf saf anlatınca adını öyle koymuştuk, öylece de kaldı.
Kıl kadar
Tam barın arkasına dolanıp sotalanacağım, kolumdam çekiyor biri.
Dönünce loş loş görüyorum. Saçlarını iki yana örüp, telle destek atarak yarım ay şeklinde şirinletmiş bir kız.
Bir şeyler söylüyor ama duyamıyorum. Öyle cüsseli gürültü var ki.
Çiklet
Kulağımı öpmeye kıl kadar yakınlaşıp tekrarlıyor:
- Vaaay diyorum!.. Sen burada haa?.. İlk defa görüyorum, ilk defa mı geliyorsun?..
- Ehh, sayılır.
- (Ağzına çiklet yapışmış sesiyle) Dikkat et bozmasın seni buralar hocam!..
- !!!!!
Gizli
Kız haklı aslında. Yanlış adrese gitmiş mektup gibiyim ortamda. Kaçamak bakışlardan, "Ne halt mı edeceğim, belkim de gizli kamera yapacağım" türünden endişeler seziyorum.
Kızın kulağına ben bağırıyorum bu defa:
- Nostaljik gezinti. Özledim buraları da.
"Köprü 6"
Şaşırtma sırası onda. Kemancı'da ne nostaljisi yapacağım ki ben di mi?..
Ahh şu gürültü olmasa, anlatsam bir güzel. Desem ki; "Evlat biz eski tayfayız. Taa köprü altı Kemancı tayfasındanız. Galata Köprüsü yanmamıştı o vakitler. Şimdiki üvey köprünün taslağı bile çizilmemişti daha.
Patates
Şu yanı başında dikildiğim Zeki Ateş (Kemancı Zeki) orada, köhne mekanın tek mönüsü bira-patates küllerinden doğup da, underground alemin taçsız kralı olmamıştı. Sonra yavaş yavaş büyüdü işleri. Alt-orta-üst Kemancılar dikildi Taksim'in acuk ötesine. Her birinin açılış tarihi birbirinden farklıdır. Eeee. Şey yani.. Hani ayıptır söylemesi de hepsinin açılış konuşmalarını şu sakallı göbekli şapkalı abin yaptıydı."
Yorum
Neyse ne. Şu kendime yontan yorumdurum sentezini yaptım ki, rock müziğe de, mekanlara da Fransız değiliz anlayın. Ama esas anlatacağımı az ileriye yazdım.
Kırçıl
Rock müziğinde yepiş yeni dalgalanmalar var, pırıltılı guruplar çıkmış, yol almış gidiyor bizim kuşağın emeklilerine anlatmayı arzuladım. Sallamaya saçımız kalmadı ama sözümüz dinlensin için kırçıl sakal biriktirdik he he heee.