Sırrıberk Arslan... Namı diğer Aslan Sırrı... Bu delikanlı bizim Merkez Haber Ajansı'nın Kahramanmaraş muhabiri. Sadece yaşadığı kentten, Kahramanmaraş'tan değil tüm bölgeden nice manşetler, süper haberler çıkarmış bir kardeşimiz o. Dahası tam bir Anadolu delikanlısı, dürüst mü dürüst, çalışkan mı çalışkan.
Gitti gördü çekti
Geçtiğimiz günlerde 10 günlük bir Malezya gezisi daveti geldi önüme. Ben de yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı ödül olarak Bursa'dan Umut Tütüncü ile Kahramanmaraş'tan Sırrıberk'i göndermeyi önerdim Genel Yayın Müdürümüz Ergun Bey'e. Onay çıkınca gittiler, sayısız iş çektiler ve çocuklar gibi şen şakrak döndüler.
Kardeş yayın
Sarılıp yolcu ederken "Bir Anadolu muhabiri olarak Kahramanmaş'tan Malezya'ya gidiyorum. Bu şeref bana yeter" deyip yola koyulmuş ve oradan süper bir yazı dizisi yapmıştı. Sırrı ve Umut'un ortak imzalı Malezya dizisi bizim Merkez Haber Ajansı olarak haber servisi yaptığımız kardeş yayın organı Dünden Bugüne Tercüman'da 3 gün boyunca tam sayfa olarak yayınlandı.
Sırrı, hem tatil yapmanın hem de yazı dizisinin sayfa sayfa yayınlanmasının keyfiyle döndüğü Kahramanmaraş'tan, yine birbirinden ilginç haberler göndermeye başladı.
Ağlayacaktı
Ancak dün sabah işe gelir gelmez çalan telefonu açtığımda karşımda ağlamaklı bir sesle karşılaştım. Arayan Sırrıberk'ti. "Abi yandım, bittim" diye feryat ediyordu. Şaşırıp sordum; "Hayırdır evlat? Geçmiş olsun da anlat hele bileyim nedir mesele?" dedim. Nefes bile almadan anlatmaya:
"Abi bildiğin gibi 'Hırsız dehşeti' diye bir haber yapmıştım. Bu habere de kendi imzamı atmıştım. Bizim servis yaptığımız Dünden Bugüne Tercüman gazetesi de bu haberi yayınlamış abi.''
Ben, 'Ne var bunda evlat' deyince derin bir nefes alıp sürdürdü sözlerini:
"Ama abi benim adımı haberde karıştırmışlar, haberin tam 4 yerinde beni sabıkalı kasa hırsızı Sırrıberk Arslan diye yazmışlar. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü benim de." Hemen göz attım gazeteye. Gerçekten de haberin içinde tam 4 yerde haberi yapan muhabirimiz Sırrıberk Arslan'ı 'kasa hırsızı' diye yazmışlar..
Gönlünü alın e mi?..
Gündelik koşuşturma, telaş, sayfaları yetiştirme cevvaliyeti, sonradan hatırlayıp güleceğimiz böyle bir yanlışlığa yol açmış belli ki. Ben Sırrı'yı sakinleştirip; "Evlat üzülme şimdi Sevgili Behiç Kılıç'ı, Cengiz Kahraman'ı arar 'Bizim evladı üzmüşsünüz aman gönlünü alın' derim, hallederler."
Arkadaş şakası
Bunları duyunca yüreğine biraz su serpildi ve kapatırken yarı şaka yarı ciddi şöyle dedi; "Tamam abi de, bir dolu arkadaş memleketin her yanından arayıp; 'Yahu Sırrı madem dara düşmüştün, niye söylemedin ki üç beş yardım edelim. Ne gerek var kasa masa soymaya?' diyor, kızdırıyor beni..."