Tacettin Ural " Ankara Dükalığı " adlı harika bir kitap yazmış. O kitabı alın okuyun ve görün bakalım bürokrasi denen yedi başlı ejderha tahripkar kolları, yakıcı nefesi, boğucu gücüyle daha da semirmek için ne akla ziyan yollara başvuruyor. Mesela " Kavak ağacı yetiştirmek " gibi suyuna tirit bir basit meseleyi bile komisyonlar hem de Milli Kavak Komisyonları kurup, zapta rapta bağlayıp nasıl dolambaca çekiyor:
Milli Kavak Komisyonu
Bakanlar Kurulu'nun 21.2.1964 tarihinde 6/2715 numaralı kararıyla kurulan Milli Kavak Komisyonu kanununda kuruluş amacı şöyle tarif ediliyor: " Komisyonun amacı: Memleket odun ihtiyacının sağlanmasında önemli rolü olan kavak kültürünün gelişme ve genişlemesi ile en verimli teknik bir kavakçılığın kurulmasını sağlamak üzere;
* Memleketteki çeşitli yetişme şartlarına uyacak en iyi kavak tiplerinin teşhisi ve yetişme metotlarının ıslah ve tespitiyle ilgili araştırmalar yapmak.
* Kavak yetiştiriciliği ve klonların seçilmesi amacıyla araştırma merkezleri, populetumlar ve deneme kavaklıkları kurmak.
* Kavak hastalıkları ve kavaklara arız olan haşerelerle, en etkili mücadele, koruma usul ve tedbirlerinin tespiti maksadıyla etüt ve araştırmalar yapmak.
* Kavak dikilecek alanları tespit etmek.
* Diğer memleketlerle çelik ve fidan değişiminde bulunmak.
Kambersiz düğün mü olur?..
Bu komisyonu gırgıra alan bir başka yazar Şükrü Kamber'den söz etmezsek
Kambersiz düğün kurmuş oluruz.
Sevgili kardeşimiz diyor ki: Valla bu Milli Kavak Komisyonu' na kaç kişinin katıldığını yazsam beni bir kaşık suda boğarsınız. En iyisi mi komisyonda kimlerin bulunduğunu öğrenmek için www.kavak.gov.tr
adresine bakın.
Canım Türkiyem!..
Böylece ülkenin kaç güzide kuruluşunun buraya temsilci gönderdiğini görürsünüz bir güzel.
Bunun için pek çok kişi çalışıyor. Sonuç ne mi? Bilmiyorum. Komisyon eminim ne çok iş yaptığı konusunda en küçük bir şüphe duymuyordur. Ama bildiğim bir şey var; bu komisyon yüzünden tüm katılımcılar yan gelir elde ediyor.. İşte muhteşem bir Türkiye klasiği..