Ön sayfadan okkalı bir tokat atmış bugün yazı işlerimiz . Bürokrasi illetinin (cinnetinin de denebilir) kaç kişinin başına ne şabalak işler getirdiğini bu sıkı tokatla vurmuşlar yüzümüze.
Allah Allaaah!.. Yahu biz daha geçenlerde yine buna benzer bir başka manşet atmadık mıydı; Öldüren Bürokrasi diye başlık koyup, "Feryat mektubu Başbakan'ın eline 7 ayda, cevap 11 günde ulaştı; o ise 5 gün önce intihar etmişti" demedik miydi?
Haykırdık da ne oldu?..
Sırf bunlar da değil ki. Zorlayın hafızanızı hatırlayın, yine beş on gün önce bir başka kocaman haber döşenip " 850 lösemi hastasının tek umudu olan İstanbul Tıp Fakültesi Kemik İliği Bankası kapanma noktasına geldi. 170 bin dolar borcu olan banka test bile yapamıyor" diye haykırmadık mı? Gerisi kezzap gibi geliyordu haberin içerlerde bir yerde, koskoca bir bilim adamı, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Transplantasyon Koordinatörü Doç. Dr. Sarper Diler hocamız bürokrasiden yanan ciğerinden konuşup neredeyse ağlamaklı hallerde şöyle dememiş miydi: "Yedi yılda sadece altı kemik iliği nakli yaptık. Oysa Almanya ayda 70 nakil yapıyor."
Statü meselesi
Sonra devam etmişti dert yanmaya: "Bunun tek nedeni devletin tam anlamıyla arkamızda durduğu ulusal bir statümüzün olmaması. Birçok gönüllü kurum ve kuruluş bize yardım etmek istiyor. Ancak yardım ettiklerinde vergilerinden düşecek bir statüye sahip değiliz . Verici olmak isteyenler artmışken banka yerinde sayıyor. Ayrıca kemik iliği nakli bekleyen hastalar için zaman önemli. Bir anlamda insanlar ölüme terk ediliyor."
Sabır taşı mısınız?..
Bunca kısa süreye sığmış bunca iri kıyım örnek bile sorumluları taş olsa ortadan çaat diye çatlatmalı ama nerdeee?..
Ama susmak da yok durmak da . Onlar topları taca atsalar, sağır, burunsuz, kör kesilseler, tınmayıp, aymayıp kıpraşmasalar da biz birbiri ardına indirelim tokatları mevzuat hazretlerinin ensesine var mısınız? Sizler de başınıza gelen, gözünüzün önünde olup elinizin böğrünüzde kaldığı ne varsa bana yazar mısınız?. Ben burada koca bir ekip kurdum, mevzuat hazretlerini önce teşhir sonra tekdir sonra tenkil etmeye yemin içtim. O zaman alın kalemi elinize, dokunun tuşlarına bilgisayarın, ya da alo deyin anlatın arkadaş, bunu da engelleyen bir mevzuat yok ya.