Önce vatandaştan gelen eleştiriyi ve soruyu takdim edeyim. Antalya'dan mesaj atan Oğuz Büyükyazıcı diyor ki; "İleteceğim konu şahsi değil. Antalya Lara'nın Örnek köyünde bulunan ve yıllardır halkın kullanımında olan bir arazi ve iskele var. Burası yapımı yarım kalan Karpuzkaldıran Askeri Dinlenme Kampı'nın hemen yakınında.
Neydi ne oldu?..
Söz konusu iskele havanın çok durgun olduğu zaman bile esintisi olan ve akşam üzerileri halkın çoluk çocuğu ile gidip serinlediği, mahalli bir kaç balıkçının tekne barınağı olarak kullandığı bir yerdi.
Şimdi anlaşlmaz bir şey oldu. Kamp komutanı buranın etrafını çevirtip içine bir de silahlı askerleri nöbetçi dikti. Biz, halka ait bu yeri neye dayanarak kapattıklarını ve kendilerine ne zararımız olduğunu merak ediyoruz. Bizim adımıza komutanlarımıza sorabilir misiniz lütfen?
Sordum öğrendim
Bu mesaj üzerine Karpuzkaldıran Kamp Komutanı Albay Nazmi Tümer'i aradım. Yazılanları kendisine okuyup görüşünü sordum. Komutan son derece zarif bir üslupla şöyle açıkladı durumu. "Savaş Bey ben tesiste göreve başlayalı 2 ay oldu. Benden önceki komutanımız zamanında başlatılan bir uygulamayı ben devam ettiriyorum. Meselenin açıklamasına gelince de durum şu. Bizler bu tür tesislere komşu olan Milli Savunma Bakanlığına ait tapulu arazileri tel örgüyle çevirip, nöbetçi görevlendirerek koruruz. Bu güvenlik açısından önemlidir.
Komandolar da burada
Personelimizin moral ve motivasyonunu yükseltmeye, dinlenmesine hizmet veren bir tesis olan kampımızın çok önemli bir başka işlevi daha vardır. Sizlerin de bildiği gibi burada komandoların ve su altı taarruz timlerinin bazı eğitim çalışmaları da yapılır. Bu nedenle güvenlik daha da önem kazanır. Yurttaşlarımızın bu alanı dinlenme amacıyla kullanma arzularını saygıyla karşlıyoruz. Bu konuda belediyenin bizden bir talebi olması halinde Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlığımız inceler ve gereğini yapar.
Dertleşmeye bekleriz
Ayrıca bu tarz sitemleri olan yurttaşlarımızın bizzat konuğumuz olup bizlerle dertleşmesinden memnuniyet duyarız."
İşte bir askeri uygulamayı, adını açık adresini de verip, düzeyli bir üslupla eleştiren çağdaş bir yurttaş, işte bu soruyu topu taca atmadan, yani "izinsiz konuşamam" demeden son derece net, makul bir biçimde yanıtlayan pırıl pırıl bir albay. Türkiye değişiyor, hem de ne güzel değişiyor. Yaşasın...