Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'ndeki skandal iddiası kenti de üniversiteyi de hayli sarstı. Olayın iç yüzünü araştırmak üzere Isparta'ya bizzat gittim. Savcılıkla, üniversite öğrencileriyle ve adının gizli kalmasını isteyen pek çok kişiyle görüştüm. Ancak hakkında iddialar öne sürülen öğretim üyesi A.H ile görüşmek kısmet olmadı. Hem kendisi hem de avukatı kendisine ulaştırılan görüşme taleplerimi reddetti.
Yayın yasağı
Herkesin konuşmama hakkını kullanmasına saygımız var elbet. Yani "Vay niye konuşmadı? Sükut ikrardan mı geliyor?" diye soracak halimiz yok. Can sıkıcı tek şey, olayın böğründe duran kişiyle ilgili bir şeylerin yazılıp çizilmesine yasak konması (yayın yasağı).
Bakın ne diyor?
Ama Isparta'da çevremi sarıp; "Pek çok şey biliyoruz ama söyleyemiyoruz. Söylersek öğrenim hayatımız biter" diyen çok sayıda öğrenci olduğunu söylememe yasak yok nasıl olsa. Yine bunun gibi olaydan haklı sıkıntılar duyan bazı duyarlı insanlarımızın görüşlerini nakletmemize engel de yok şükür ki. İşte bakın bunlardan birinde bir öğretim üyesi ne diyor:
Kimin adına?
"Sayın Savaş Bey, Ben Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Halı Kilim Eski Kumaş Desenleri A.S.D. Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Rengin Büken. Bu maili içinde bulunmaktan onur duyduğum fakültem ve üniversitem adına, bu fakültede ve üniversitede okuyan ve çalışan yüzlerce doğru, dürüst, çalışkan, Atatürk İnkılap ve Devrimlerine bağlı, laik, kendini bilen, ahlaklı, namuslu öğrenci ve öğretim elemanları adına yazıyorum.
Rahatsız olduk
Ben gerçekten, bu yazılanlardan rahatsız oldum ama eğer yazılanlar, özellikle fakültem içinde olan öğretim elemanı arkadaşlarımızla ilgili yazılanlar doğruysa sizi anlarım ve üzerine gittiğiniz için kutlarım. Ancak doğru değilse sizi tenzih ederim. Üniversitemizin sanki fuhuş yuvası gibi gösterilmesinden sanki hilebaz ve dezenbaz öğretim elemanları ile doluymuşçasına hissettirilmesinden rahatsızım ve rahatsızız.
İlginç rastlantı
Sizin dürüst ve doğrudan yana bir insan olduğunuza inancım sonsuz. Ancak gazetecilik aslı olmayan ihbarlar üzerine kurulmamalı. Önce izlerin gerçekliği kanıtlanmalı. Bu yüzden biz ve ailelerimiz gerçekten rahatsız olduk. Her toplulukta kişiliksiz ve onursuz insanlar olabilir. Ancak üniversitemizin tam rektör değişimi, fakültemizin de tam dekanlık değişimi olduğu bir süreçte bunların ortaya atılması ilginç.
Oyuna gelmek
Üniversitemizi ve fakültemizi bulunduğu aydınlık çizgiden uzaklaştırmaya çalışan birtakım kişiler ve güçler olabilir. Hatta çok yakınlarımızda olabilir. Bizleri bu girdap içine sokmaya çalışan bu gerici ve karanlık güçlerin oyununa gelmeyeceğiz.
Karanlık sular
Üniversitemizi ele geçirmeye çalışan ve gericiliğin karanlık sularına itmek isteyen tüm kişi ve güçlere karşı koyacağımıza, öncelikle onurlu bir Atatürk kadını ve eğitimcisi olarak, ben ve benim gibi düşünen öğrenci ve öğretim elemanları adına söz veriyorum. Saygı ve selamlarımla başarılar ve işlerinizde kolaylıklar diliyorum.
Yrd. Doç. Rengin Büken
Yalan mı?..
Ne kadar haklı, ne kadar da yerinde bir istek bu. Keşke olayda adı geçen malum kişiler bizzat ortaya çıksa, konuşsa. Böylelikle sağda solda söyledikleri "Bu işte tezgah var. Niyet çok çok başka. Kökü dışarıda bazı unsurlar, belli isimlere ve yakınlarına tuzak kurup onları zayıf düşürmek istiyorlar" savları da araştırılmış olur.
Yakışanı yap hocam!..
Bu arada bizler de bu tezgahın girdabına mı kapıldık hatta bizzat tezgahçıların içinde miyiz (olur a, bura Türkiye) anlaşılır... Hocam hocam; şeffaflıktan zarar olmaz. Çiğ yenmediyse karın ağrımaz. Kendini korumak-kollamak için çevresinde bulunan kurum ve kişileri tedirgin etmek, canlarını sıkmak pahasına susmak, uzaklaşmak, yasakçı olmak yakışık almaz. Değil mi, değil mi hocam?..