Mustafa Hisarlı bir üstat. Sazın sözün, halk müziğinin duayenlerinden biri Mustafa Hisarlı. 30 yıl önce o İstanbul Radyosu'nda kıymetli bir hocayken ben de bir milli folklorcuydum. Finlandiya'da bir festivale gidişte yolumuz kesişmiş, tanışmış abi kardeş gibi olmuştuk Mustafa Hoca ile. Fasılasız dostluk O gün bugün hiç ara vermedik bu dostluğa. İşte Kütahya çekimimiz sırasında da bu dostluğun tacını taktı Hisarlı usta. "Ben de Kütahya'nın has evladıyım madem, hanımı da alır gelirim oraya Savaş'ım" dedi ve geldi sağ olsun. Okuduğu türkülerle ve mızrabının muhteşemliğiyle dinleyeni, izleyeni mest etti valla. Babasının meyvesi Tabii onun bu üstatlığında babası Hisarlı Ahmet'in büyük payı var. Çünkü ilk onun rahle-i tedrisinden geçmiş. Hisarlı Ahmet denince şöyle bir durmak ve hatırlamak lazım değil mi? Peki neleri, neleri hatırlamalıyız en başta? Aha da şunları: Kütahya'nın Pınarları... Yağmur yağar her dereler sel alır Peki başka ne var derseniz unutulmaz şu dizeler var Hisarlı Ahmet'ten: Ben kendimi aman gülün dibinde buldum Kuru kuru sevdaymış sarardım soldum Sevda bir düş imiş aman kendime yordum Ay karanlık gece vurdular beni Yarin çevresine sardılar beni Değirmen deresi bölük kadınım bölüktür İçerde ciğerim delik kadınım deliktir Dünya dedikleri bir gölgeliktir