Sıradan insanlarımızın asla medyatik olmayan, reytingi, tirajı düşük dertlerini paylaşmaya devam edeyim de bir hayrım dokunsun. İşte bir başka yurttaş haykırışı daha. Orada da diyor ki; "Savaş Abi, bizleri bir tek sen anlayabilirsin. Umutla yazıyorum. Belki es geçer, belki beni dinlersin. Ben bir engelliyim. 4 yıllık fakülte mezunuyum. Bir yıldır yaptığım tüm iş başvurularından olumsuz yanıt aldım.
Şaşırdım kaldım
Bu durumda devlet kapısı olsun, en iyisi diye düşündüm. Adalet Bakanlığı, Personel Daire Başkanlığı, Antalya Muratpaşa Belediyesi... Açılan tüm sınavlara girdim. Bu sınavları her kurum kendisi yapıyor. Bazen 25, bazen 50 soru soruluyor. Hepsini kazandım ama sınavların sonunda yapılan mülakatlarda kaybettim. İnan bu sınavlara girerken kendimi ilkçağ toplumlarının bir ferdi gibi hissettim. Nasıl bir eziklik, burukluk yaşadım anlatamam. Hatta Adalet Bakanlığı mülakatta "nereden geliyorsun, hangi bölümü bitirdin" gibi sorular sorup da 50 puan verdi ya, inan neye uğradığımı şaşırdım.
Yürek sesi
1 yıldır her yere mail atıyorum, bizim sınavlarımız da merkezi sistemle olsun diye. Ama ne çare. Savaş Abi ne olursun bu konuyu gündeme getir. Ben artık pes ettim. İkinci sınıf bir vatandaş olarak tıpkı geçmiş yılların Türkiye'sinde olduğu gibi kendimi toplumdan soyutlayıp, anamın evinde oturmam gerektiğini kabullendim. Ama lütfen bütün Türkiye'ye söyle; devletim benim umutlarımı, geleceğimi nasıl çaldı? Herkes bilsin ve benden sonraki engelli nesiller benim yaşadıklarımı yaşamasın istiyorum.
Seni çok seviyorum Savaş Abi. Bunu inan yürekten söylüyorum...
Lütfen beni anla! Bana bir ses ver. LÜTFEN!..
Ceren Tanver...