Finallerde ilk güreşen 60 kiloda, genç, pırıl pırıl bir yetenek olan Tevfik Odabaşı'ydı. Rus Dudaev karşısında ilk yarı puansız geçti ama müsabakanın ikinci yarısında öyle bir salto bağlama attı, rakibini öyle bir yere çaldı ki, Rus güreşçi köprüye düştüğünde salon çılgınca alkışa kesmişti. Hakem "Tuş!" dediğinde coşku doruklardaydı artık.
Büyük keyifle
Finalleri baştan sona büyük bir ilgi ve keyifle izleyen Başbakan Erdoğan, genç şampiyonumuz Tevfik Odabaşı'nın altın madalyasını da bizzat taktı boynuna. Ve gördük ki özellikle de o an çok çok duygulanmıştı başbakan.
Kasımpaşa telefonu
Ertesi gün bir hatırlatma telefonu geldi Kasımpaşa'lı kardeşlerden. Sordular:
- Savaş Abi neden o kadar duygulandı Tayyip Bey, alakayı kurabildin mi?
- Yoo!.. Hepimiz çok duygulandık. Başbakan da çok sevindi hepimiz gibi. Başka ne var ki?
- Ah be abi. Hatırlasana. Tayyip Bey'in mahalleden çocukluk arkadaşı milli güreşçi Tevfik Aydemir'i hatırlasana.
- Haaa, evet evet. Ama vefat etmişti o. Yanlış mı hatırlıyorum?
- Evet vefat etti. Rahmetli oldu Tevfik Pehlivan. Hatta Tayyip Bey'in 26 Mayıs 1998'de cezaevine gitmesinden bir gün önce beyin kanamasından kaybetmiştik kendisini. Tayyip Bey de önce Fatih Camii'ne gidip cenaze namazını kılmıştı Tevfik Pehlivan'ın. Oradan da konvoyla Pınarhisar'a gidilmişti. Zaten güreşe çok düşkün olan başbakanımız işte o genç güreşçimize madalyasını takarken, adaşı olan o unutulmaz güreşçiyi, arkadaşı Tevfik Aydemir'i anımsayıp daha da fazla duygulandı. Mahallede herkes bunu konuşuyor abi...