Selamsız Mahallesi'nde sık kullanılan ve sevdiğim bir laf var; "Roman şaşırınca karısına hala der!.."
Selamsız doğumlu olduğum için benimki de o hesap oldu. Şaşırdım ve o şaşkınlıkla iki değerli meslektaşımın işlerini karıştırdım dünkü yazımda. Allah'tan Devrim'in notu geldi de ayıktım ve ayıbımı örtme şansım doğdu. Bakın ne diyor o notta Devrim kardeş:
Deveye demişler ki örneği
"Bu e-mail'i ne 'Hayır o röportajı ben yaptıııım' düzeltmesi, ne de, 'İşin aslı sandığınız gibi değil' savunması için yazıyorum.
Tartışmanın çıkmasına neden olan yazıyı ve konuya ilişkin internet sitelerindeki yorumları okuduğumda bile 'neresinden düzelteceksin' sıkıntısından hemen vites değiştirip 'ihmal etme' boyutuna geçivermiştim zaten. Çünkü ihmal etmeyi bir kez başardınız mı sayın Ay, gerisi fıkra tadında geliyor insana.
Fakat sizin yazınızda geçen bir kelimecik tam da 'hiç değilse şunu doğru anlasalar' diye içimden geçirdiğim bir hayıflanmaya fırsat verdi.
Bir bilgi notu
'Hilmi Bengi kardeşimiz' demişsiniz. Bu Savaş Ay'ın tanıdık lisanı mıdır bilmiyorum, fakat Sayın Bengi'yi tanımıyor bile olsanız, 'vurun abalıya' psikolojisine kapılmadığınız kesin. (Biliyorsunuz gazeteciliğiyle şöhreti bulamayanlar artık medya sitelerine çıkabilmek için bile abuk sabuk yazılar yazmaya razı oluyorlar). O yüzden size sadece şu bilgiyi vermek istiyorum:
1- AA Genel Müdürü'yle yapılan röportaj seçim yasaklarından yırtan bir seçim haberi olarak tasarlanmış ve 28 Mart'ta Vatan'ın pazar ekinin manşetinden yayınlanmıştır.
2- Aynı hafta Basın Konseyi'nin tartışmalı kararı da çıktığı için meslekteki adabı muaşeretiyle tanınan AA'ya ve dolayısıyla onun "patronu" konumundaki Bengi'ye üç net soru soruldu. Konuyu kendi "çamaşır ipi"nde hissetmeyen, bu işe "çalışan çağdaş Türk kadını g-stringini göstere göstere giyer kardeşim" idealizmiyle (!) yaklaşmayan herkesin alt alta okunduğunda ne demek istendiğini son derece net anlayabileceği üç soru...
3- Bengi bu üç soruya da en doğru, en makyanıtları verdi.
Şimdi bu yanıtları sizin takdirinize bırakıp, hepsi birlikte okunduğunda AA Genel Müdürü'nün muhabirinin içine ne giydiğine mi karışıyor, yoksa konunun muhatabı olan herkese küçük bir anahtar kılavuz mu sunuyor olduğuna karar vermenizi rica ediyorum:
Üç soruda g-string meselesi
1- AA muhabiri çamaşırı görünen bir meslektaşının fotoğrafını haber yapar mı?
n Ne meslektaşı ne de başka herhangi bir vatandaşın böyle bir fotoğrafını çekmez.
2- AA muhabiri düşük bel pantolonun altına g-string giyerek habere gider mi?
n Gitmemesi tercih edilir.
3- AA editörü önüne böyle bir fotoğraf gelse servise koyar mı?
n Asla koymaz!
İşte "Kardeşim" sözcüğünüz bana "Bari ben bu işi Savaş Ay'a anlatayım" ümidini verdi; ben de anlattım. Bunu siz bilin yeter Savaş Bey! Saygılarımla...
Devrim Sevimay