Muharrem İnce'den lider olur mu? Olmaz. En gabi CHP'li bile olmayacağını biliyor. İşin matrağı, Muharrem Bey'in kendisi de biliyor. Kamer Genç'ten ne kadar olursa İnce'den de o kadar olur.
Siz bakmayın "şimdi üç yüz imzayı buldu, ha şimdi beş yüz imzayı buldu" haberlerine, kendisi de yaptığının bir "protestodan" ibaret olduğunu, kurultayı kazanamayacağını itiraf ediyor.
CHP'den ne fikir çıkıyor ne lider.
Öyleyse kim kimi nasıl ve niçin kandırıyor?
Attıkları zaman mangalda kül bırakmayan "ulusalcılar" yani CHP'nin faşist takımı, cumhurbaşkanı seçiminde becerip de bir "alternatif aday" çıkaramadığı gibi, kurultayda da bir genel başkan adayı gösteremiyor...
"Solcu olduğunu iddia edenler" kendilerini suyun akarına bırakmış gidiyorlar...
Memur eskileri hayatlarından memnun, "lig ikinciliği" onlara yetiyor. Yakınmayı da pek severler öteden beri.
Baykal'ın geri gelme şansı yok, Sarıgül'ün belediye seçiminde uğradığı hezimetten sonra kafasını kaldıracak hali yok...
İşin matrağı, Baykal'a yapılmış olan namussuzluğun bir benzerini Kılıçdaroğlu'na yapmak da mümkün değil, çünkü adamcağızın "kasete konu olacak" eylemi de yok!
CHP, cumhurbaşkanı seçiminde utanmadan bir "ılımlı İslamcı'ya" mahkum olduğu gibi, kurultayda da siyasi beceriksizliği ve yeteneksizliği defalarca kanıtlanmış bir bürokrat eskisine mahkum.
Bu bir 'baskın kurultay"... Kılıçdaroğlu "kurultay mı istiyorsunuz, işte size kurultay" dedi, hepinizi kıskıvrak sarmaladı. Politikalar tartışılmayacak, tüzük tartışılmayacak... Bir türlü yerinden indirilemeyen genel başkanın genel başkanlığı onaylanacak.
En küçük bir heyecan yok. Bazı gazeteci arkadaşlar iri kalçalarıyla iskemle üstüne çıkıp göbek atamayacaklar.
Öyleyse parti içi muhalefet bu topa niçin giriyor? Niçin hiçkimse "oynamıyorum" tavrını koyamıyor?
MKYK'de birkaç koltuk kapabilmek için mi? Kapsanız ne olur, kapmasanız ne olur? Medyada iyi kötü isimleriniz dalgalandı, "kıyak emekliliği" de cebinize koydunuz, daha neyin davasını güdüyorsunuz?
2015 seçimlerinde siz meclise girseniz ne olur, girmeseniz ne olur? Kimsiniz siz? Postalcı basının parlattığı, önemi kendinden menkul, sıradan birkaç faşist...
Sinirleriniz bozuk, meclis başkanlığı makamına kitapçık fırlatıp hakaret edecek kadar. Halkın seçtiği cumhurbaşkanının yemin törenini boykot edecek kadar.
Moraliniz bozuk, hiçbir seçimi kazanamayacağınızı anladınız.
Öyleyse sizden bize ne?
Ancak emekli kıraathanelerinde iki prafayla bir pişbirik partisi arasında, ıhlamur yudumlarken konuşacak "mevzu" arayanlara sakız olursunuz. Galatasaray'ın oynadığı kötü futbolla durumunun ne olacağı, sizin ne olacağınızdan daha önemlidir.
Kurultayla aynı gün meclise güvenoylaması var, onu da boykot edecek misiniz? Hangisine katılmayı tercih edeceksiniz?
Ben de bu yazıyı neden yazdım? Günlerden pazar ya, eğlence olsun diye...