Eskişehir'de Sayın Güldal Mumcu'ya ödül vermişler. Verirler ya...
"Uğur Mumcu'yu anma gecesi" düzenlemişler, bu gecede Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin "yılın siyasetçisi" ödülünü almış. Para mara yok ha, çiçek miçek.
ÇGD, bildiğiniz gibi, "asıl Cemiyet'i beğenmeyen sosyalist gazeteciler örgütü"dür...
1987 yılında ben de almıştım, düzenlenen gece de mükemmel bir köylü eğlencesiydi, sıra gecesi gibi.
Güldal Mumcu, ödül münasebetiyle yaptığı konuşmada, içinde bol bol "barış, demokrasi, özgürlük" falan lafları geçen tipik bir CHP'li diskuru geçmiş ve ödülü kodeste bulunan milletvekili arkadaşlarına, yani darbecilikten yargılananlara ithaf etmiş.
Acaba Sayın Mumcu geçen yıl ne yapmış, hangi eylemiyle temayüz etmiş de yılın siyasetçisi olmuş?
Abuk sabuk konuşan Birgül Ayman Güler'e ağzını açıp da "kendine gel hemşire" falan mı demiş?
Nasıl desin yahu, ödül gecesini düzenleyenler arasında Atatürkçü Düşünce Derneği de var!
Nitekim aynı gecede basın ödülünü de Soner Yalçın almış...
Bu kişiler meğerse "demokrasi için yılmaz bir mücadele veriyorlarmış" da biz farkında değilmişiz...
Gecenin düzenlendiği lokal de elbette Zübeyde Hanım Kültür Merkezi.
Zübeyde Hanım'ın kültür ve sanatla ne gibi bir ilgisinin olabileceğini sorsak küfür yeriz, buna hiç girmeyelim. Fakat demokrasi ve özgürlük mücadelesiyle bire bir ilişkisinin olduğu muhakkaktır! "Eş durumundan" köşe yazarı yapılmış başka bir hanımın ortaya koyduğu gibi Atatürk bu ülkeye demokrasiyi getirmemiş midir?
Şu gülünç olay da, "CHP niçin kurtulmaz" sorusuna mükemmel bir açıklama getiriyor.
Güldal Hanım da, bildiğiniz gibi, "eş durumundan" politikacı. Başka bir marifeti yok.
Kılıçdaroğlu'nun onu önümüzdeki yıl başkanlık seçiminde aday göstereceği söyleniyor. Eğer MHP ile anlaşıp bir başka hanımda, Meral Akşener'de karar kılmazsa...
Peki, kazanamayınca Mumcu bitecek mi?
Hayır, çünkü kendisi aday olmuyor, "gösteriliyor"... Güldallar bitmez.
Güldal Hanım'ın hazin çelişkileri, halkçı mı devletçi mi olacağını bir türlü bilemeyen bütün CHP'lilerin ortak dramıdır.
Bürokrasiyi savunmak ve sonuçta bürokrasinin gizli kolu tarafından öldürülmek de, rahmetli eşinin hazin kaderi...
Bunlar böyle iki arada bir derede, hem memur hem devrimci, hem sağcı hem solcu, hem bürokrat hem taşralı, hem seçkinci hem halkçı, hem Kemalist hem Marksist, hem sosyalist hem nasyonal sosyalist olarak yaşayıp gideceklerdir. Asla ortadan kalkmazlar, asla kazanmazlar. Ne öldürürler ne umdururlar.
Yılın siyasetçisine ömür boyu müzmin muhalefette başarılar ve daha nice böyle al gülüm ver gülüm ahbap çavuş ödülleri dilerim.
Bunu haber yapan gazeteye de bir çift sözüm olacak:
Haberle reklamı kesinkes birbirinden ayırmak ve reklamın üzerine "bu bir reklamdır" ibaresini koymak bir yayın ilkesidir, haberiniz var mı?