Kırk yıldır, ne kırkı, Mekteb-i Mülkiye dönemini de sayarsan kırk beş yıldır kendini "solcu" diye yutturan, ama aslında sıradan bir "bürokrat kuyrukçusu" ve "postal yalayıcı" olduğu bir süredir kabak gibi ortaya çıkmış bir vatandaş var... Başından çok büyük bir işe kalkışmış, İzmir yangını konusunu "irdelemiş"...
Son günlerde gene moda oldu bu yangın meselesi, bir Amerikan dizisinde lafı geçiyormuş, Babıali'nin şaşkınları tepki gösterdiler, ilk kez duyuyorlar sanki...
Bu vatandaş da, tarih profesörü Selim Deringil'e bulaşmış.
Prof. Deringil, gazeteci arkadaşımız Neşe Düzel'in Taraf gazetesinde kendisiyle yaptığı uzunca bir söyleşide, İzmir yangınının "karışık bir hikâye" olduğunu belirtmişti. Öyledir. Türkler Rumları, Rumlar ve Ermeniler de Türkleri suçlarlar.
Fakat kesin olan şudur: Yunan ordusu 8 Eylül günü şehri boşaltmış, ordumuz 9 Eylül günü girmiş, yangın da 14 Eylül günü başlamıştır. Yangında yokolan bölgeler Ermeni, Rum ve Frenk mahalleleridir. Türk ve Yahudi mahallelerine bir tek kıvılcım bile düşmemiştir.
"Nurettin Paşa'nın askerlerinin ellerinde gaz tenekeleriyle dolaştıklarını ve Hıristiyan mahallesindeki evleri tutuşturduklarını gören görgü tanıkları var" demiş Selim Deringil...
Mülkiye çocuğu da mal bulmuş Mağrıbi gibi üstüne atlıyor, kamışını atıyor: "Tarihçi profesörün bilgi derinliğine bakınız, muhteremin kanıtı, adı sanı meçhul görgü tanıkları!"
Kendisini aydınlatalım.
Görgü tanıklarının isimleri şunlardır: Stepan Aşçıyan, Karekin Bızdıkyan, Roza Berberyan, Marko Capsuto, Lester Deffenbaugh, Aznif Dolmacıyan, Satenik Navasart, Ralph Harlow, Melvin Johnson, Takuhi Dabanyan, Nino Russo, Clara Van Etten, Asa Jennings, William T. Ellis, James Webster, E. O. Jacob, Esther P. Lovejoy, George Horton.
"İyi ama bunların çoğu Ermeni" desin de, arkadaşın ne olduğu bir kere daha kabak gibi ortaya çıksın. İçlerinde Amerikalılar da var ama onlar da emperyalisttir canım...
Bu vatandaş, konuyla ilgili ayrıntılı bilgi için, Marjorie Dobkin'in kitabına bakacak...
Ayrıca isterse, o günlerin İzmir itfaiye müdürü Greskoviç'in raporunu da okuyabilir.
Rene Puaux da önemli bir kaynaktır, Edward Hale Bierstadt da.
Henry Morgenthau ve Amiral Bristol'un anıları da.
Çok ilgisini çekerse, Giles Milton ve Herve Georgelin'in yeni çıkan kitapları da kendisine yararlı olabilir...
Ama boşuna konuşuyoruz, arkadaş bunların hiçbirini okuyamayacak.
Çünkü lisan bilmez!
O zaman kendisine Prof. Bilge Umar'ın "İzmir'de Yunanlıların son Günleri" ve "İzmir Savaşı" adlı eserlerini tavsiye ederiz.
Hadi hadi, üzülmesin, bu konulara ilgi duyuyorsa, Michael Llewellyn Smith'in o dönemi anlatan "Yunanistan'ın Anadolu Macerası ve Sonrası" adlı eseri dilimize tercüme edilmişti, sahaflarda bulursa onu da karıştırabilir...
Ve de haddini bilir. Bir daha da, aklının ermediği ve bilgisinin yetmediği konularda fikir beyan etmeye kalkmaz.
Hükümete çatsın, yüksek yargıyı yağlasın, genelkurmaya yaltaklansın, Ergenekon örgütünü savunsun, bize küfür etsin, anladığı işlere baksın...
"Cahil cesaretini ve küstahlığını" kendi müşterisi yutar ama bize sökmez.