YOK, bu sefer dalga geçmiyorum. Bu başka. Bu gerçekten seksenlik bir genç, otuzluk ihtiyarları cebinden çıkarır...
Biz altmışlı yıllarda gözümüzü açtık, köşe yazarı diye Çetin Altan, İlhan Selçuk, İlhami Soysal ve Refik Erduran'ı gördük.
"Öbür taraftan" Kadircan Kaflı, Tekin Erer ve Rauf Tamer'i görmek bile istemiyorduk, onlara çok kızıyorduk. Gençtik, hışırdık.
Bizim kuşak artık genç değil ama aramızdan bazıları ne yazık ki gene hışır... Ben şimdilerde İlhan Selçuk'u sokakta bile görmek istemem.
Çetin ağabeyle aynı gazetede yazamadık, kısmet olmadı, 1991 sonunda ben SABAH'tan ayrılmıştım o gelmişti...
Ama Refik Erduran'la aynı gazetede yazmak benim için şereftir şimdi. Çok sevindim.
Kendisi için "sol liberal" diyebilirim, hani liberal kelimesinin Avrupa'daki değil de Amerikan tanımına yakın...
Eh, bu da benim kafama fena halde uyar! Hoş geldi.
Fakat üstadım, bundan böyle çok dikkatli ol...
Yazılarında mantıyla ravioliyi, tas kebabıyla gulaşı, hoşafla kompostoyu birbirine karıştırırsan, "Atatürk düşmanı" deyiverirler! Aman ha!