Sinemada gösterilen bir film bittiğinde, bazı seyirciler niye alkışlar? Kuzey Irak'taki Özerk Kürt Bölgesi'nden yönetmen Hiner Saleem'in, 'Benim Tatlı Diyarım' adıyla Türkçeleştirilen filminde böyle oldu.
Atlas sinemasının küçük salonundaki seyirciler, filmi alkışladı. Acaba niye?
'Benim Tatlı Diyarım', Saddam sonrası Kürdistan'ı anlatıyor. Eski peşmerge Baran, Türkiye-İran sınırına yakın, küçük bir köye karakol komutanı olur. Amacı kanun ve adalet getirmektir.
Köyün idealist kadın öğretmeni Govend'in başı, yörenin egemeni Aziz Ağa ile derttedir. Köylüler ağanın sözünden çıkmazken, yargıç da ağayla dayanışma içindedir.
Peki ya köye ilaç ve erzak almaya gelen
PKK'lı kadın militanlar? Onlar hangi taraftandır dersiniz? "PKK" kelimesini duyanlar, "filmi kesinlikle Kürtçüler alkışlamıştır" diyecektir. Bence de öyle ama sözüm bitmedi.
Sahi, hikâye size de tanıdık gelmedi mi? Aydınlanmacı öğretmen ve destekçisi komutan... Gericiliğin merkezi olan ağa...
İşbirlikçiler ve direnişçiler...
1960'lara kadar, bizdeki roman ve filmlerin en sevdiği konu bu değil miydi? Yaban, Çalıkuşu, Bizim Köy, İnce Memed...
Yönetmen Hiner Saleem çok güzel bir film çekmiş. Oyuncular, müzik, senaryo gayet iyi... Öte yandan; olaylarla inceden dalgasını geçse de... İdeolojik planda, "ulus devleti" ve "aydınlanmacılığı" savunan bir film yapmış yönetmen.
Yani Kürt ulusalcılara gıcık olsalar da, aslında Kemalistlerin alkışlayacağı bir film 'Benim Tatlı Diyarım'... Fırsatını bulursanız mutlaka izleyin.