İlk olarak bir duyuru: Yarından (cumartesi) başlayarak bir hafta yokum. Kurban Bayramınızı şimdiden kutlarım. Sevdiklerinizle birlikte, sağlıklı ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.
Söze esenlikler dileyerek başladık ama dünkü haber bunun tam tersi bir durumu anlatıyordu. Mısır'ın eski müftüsü Ali Cuma'nın tüyler ürperten sözlerini birlikte okuyalım...
Müftü Ali Cuma, darbenin başı General Sisi ve diğer komutanların bulunduğu bir toplantıda şöyle demiş: "Elinden geldiğince sert vur.
Sakın askerlerinin bu hariciler için ölmesine izin verme. Korkma, din seninledir, Allah seninledir, resulü seninledir, müminler ve halk seninledir. Cennet onları öldürenler içindir..."
"Bilmek" yeterli mi?
Ali Cuma'nın darbeden yana olması "mümkün" bir durum...
Geçen 3 Temmuz günü darbe olduğunda yüz binlerce Mısırlı sevinç gözyaşları dökmüştü... Eh, Ali Cuma da onlardan biri işte...
Ama olay bununla bitmiyor:
Ali Cuma herhangi bir insan değil ki... Müftülük gibi önemli bir pozisyona yükselmiş bir din adamı.
Din adına konuşuyor: Müslüman Kardeşler hareketine "hariciler" diyor... General Sisi ve diğer komutanların onları öldürdüğü takdirde cennete gideceğini söylüyor.
Bu vahşi sözler çeşitli açılardan yorumlanabilir. Benim aklıma şunları getiriyor:
Son günlerde sık sık İslamcı teröristlerden söz ediyoruz. Hani Kenya'da AVM basan veya Pakistan'da kiliseye bombalı intihar saldırısı düzenleyen, Başbakan Erdoğan'ın "İslam'da terör yoktur" dedikten sonra lanetlediği tipte teröristler...
O teröristler birçok kişi tarafından cahil ve kandırılmış insanlar olarak görülüyor. "Hakiki İslam'ı bilseler böyle davranmazlar" deniyor.
Din, ideoloji oldu
İşte buyurun Ali Cuma da, hakiki İslam'a yakın olduğu kabul edilen bir din adamı. Bilgi ve görgüsüyle Mısır'ın müftüsü bile olmuş.
Böyle bir kişiden, teröristlere yakışacak laflar etmesini bekler misiniz? Olacak şey değil: Adam resmen "öldürün" diyor! Hem de İslam adına...
Buradaki en temel mesele, dinin, siyasi ideoloji olarak kullanılmasıdır.
Siyasi tercih ve kararları dine dayandırmak, dinle meşrulaştırmak kategorik olarak yanlış bir davranıştır.
Ölçü, iyi veya kötü değildir.
Çünkü bugün iyi bir davranışı dinle temellendiren kişi... Gün gelir, farkında bile olmadan, kötü bir davranış için de aynısını yapar.
Peki İslam âleminde dini siyasetten... Veya tersten söylersek, siyaseti dinden ayrıştırmak mümkün mü?
Değil! Çünkü İslam dünyasında faraza 10 tane siyasi ideoloji varsa... Bunlardan sekizi kendini dinle meşrulaştırıyor. Kimi kitlelerden güç almak amacıyla yapıyor bunu... Kimi Ali Cuma gibi askeri kışkırtmak için...
Ben umutsuzum: Bu kafanın yakın bir gelecekte değişmesi imkânsız.