Fethullah Gülen, İslam adına teröre başvuran örgütleri kastederek... "Terörist saldırılar İslam'ın yüzüne zift atmak gibidir" dedi. Söz güzel de...
Bir işe yarıyor mu? Maalesef hayır.
Dini siyasi ideoloji olarak kullanan radikaller, bildiklerini okumaya devam ediyor.
Ne yapıyorlar? Önce insanları "Müslüman olanlar" ve "Müslüman olmayanlar" diye ikiye ayırıyorlar. Müslüman olmayanları öldürmeyi mubah sayıyorlar: Hıristiyan'sa öldür, Yahudi'yse öldür, Budist'se öldür... Dini belirsizse öldür, inançsızsa zaten öldür... Kadın veya erkek, genç veya yaşlı fark etmez; öldür, öldür, öldür...
Bitmedi. Müslümanları da "düşmanla işbirliği yapanlar" ve "yapmayanlar" olarak bölüyorlar. İşbirliği yaptığını iddia ettiklerini de öldürüyorlar.
Bitti mi? Bitmedi: Düşmanla işbirliği yapmamak da yetmiyor bunlara. Bu sefer de masum Müslümanları, "Benden yana olanlar" ve "olmayanlar" diye ayırıyorlar.
Şiddete yönelen radikallere laf anlatmak mümkün değil. Formülleri basit: "Yapmaetme" diyenler, onların gözünde işbirlikçi. Şimdi değilse de, sıra onlara da gelecek.
Peki, ne yapmalı?

Türkiye-ABD el ele
Bu açıdan kayda değer bir gelişme var: Türkiye ve ABD, 200 milyon dolarlık bir fon oluşturuyor... İsmi, "Küresel Sosyal Sorumluluk ve Kalkınma Fonu"... Amacı: Somali, Yemen, Pakistan gibi ülkelerdeki teröre başvuran radikal İslamcılarla mücadele etmek...
Ben bu satırları yazarken... El sıkışan dışişleri bakanları Ahmet Davutoğlu ile John Kerry'nin fonu nasıl kullanmayı planladıkları henüz bilinmiyordu.
Sızan bilgilere bakılırsa... Paranın bir kısmı, radikal İslamcı terör örgütlerinin insan kaynağını kurutmak üzere harcanacak... Çeşitli sosyal projelerle Müslüman gençlerin o tip örgütlere katılması engellenecek...
Bu önlemler bir işe yarar mı? Bilmiyorum. Belki yarar. Ancak bu vesileyle bir noktanın altını çizmek isterim:
İslam âleminde, terörist İslamcılara karşı şöyle güçlü, ciddi, net bir tavra pek az rastlıyoruz. Ben diyeyim "kabileci", siz deyin "cemaatçi" bir zihniyetle terör eylemleri kınanmıyor.
Niye böyle oluyor? Çünkü radikallere, "Yanlış yola sapmış olan bu kardeşlerimiz, gün gelir silahı bırakarak doğru yola dönerler..." diye bakılıyor.

İslamofobi sürecek
Halbuki... Ilımlı-barışçı Müslümanlar, terörist radikallere, "kardeşlerimiz" dediği sürece... "Yapmayın, etmeyin, İslam'a zarar veriyorsunuz" çağrılarının ciddi bir etkisi olamayacaktır.
Çünkü... Radikaller de, kendilerine ilişkin öyle düşünen barışçı Müslümanlar hakkında, "Gün gelecek, bizim şuursuzlar güruhu, bu işin ancak silahla çözüleceğini anlayacak..." diyor.
Salı ve cuma günkü yazılarda "İslamofobi" meselesini işlemeye çalıştım. Bugünkünü de ekleyerek şöyle diyebilirim:
Barış yanlısı Müslümanlar, radikallere karşı "yanlış yola düşmüş kardeşlerimiz" söyleminden vazgeçmediği sürece, İslamofobi devam edecektir.
Çünkü bu söylemin "yumuşak karnını" herkes görüyor.