Taraf gazetesi, "Milliyetçilik dönüşüyor mu, ölüyor mu" başlıklı bir diziye başladı. İlk gün görüş bildirenlerden biri de Prof. Baskın Oran'dı. (14 Mart)
Baskın Hoca ideolojileri sınıflara indirgeyen klasik Marxist görüşün izinden gidiyor. Özetle, "Milliyetçilik, milli burjuvazinin ideolojisidir... Bu sınıf dönüştüğünde, milliyetçilik de ortadan kalkacaktır" diyor.
Bu "mekanik" anlatıma katılmıyorum. Çünkü:
1) Osmanlı-Cumhuriyet tarihinde... Milli burjuvazi yoktu; devlet eliyle yaratılmaya çalışıldı. Yani milliyetçilik, bürokrasiden burjuvaziye doğru aktı. Bizde milliyetçiliğin rahmi, sınıf değil devlettir. Dolayısıyla milli burjuvazi küreselleşse dahi, bürokrasi dönüşmediği sürece milliyetçilik varlığını sürdürür.
2) Küreselleşme çağında sermaye, bilgi ve virüsler, sınırları aşarak uluslararası hale geliyor. Ancak Baskın Oran emeği unutuyor. Emek küreselleşmedi ki! Yerel kalmayı büyük ölçüde sürdüren emek, milliyetçilikten medet umuyor.
3) Sermaye çeşit çeşit... Tamam, büyük ve orta sermaye dünya ekonomisiyle bütünleşiyor. Peki ya bunu yapamayanlar? Esnaf ve zanaatkâr? Hammaddeyi içerden alıp, yine iç pazarda satan KOBİ'ler? Bu kesimler, kendilerini korumak için bürokrasiyle işbirliği yaptığında, ortak dil milliyetçilik değil mi?
Baskın Oran'ın milliyetçilik analizini gözden geçirmesi gerekiyor.