Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki (Hatay) tampon bölgede meydana gelen ve 14 kişinin ölmesiyle sonuçlanan patlama, bazı medya organlarınca, "Suriye gizli servisi El Muhaberat'ın izini taşıyor" şeklinde sunuldu.
Makul bir iddia mı bu? Bence makul. Sorulsa, ben de öyle derdim.
Peki, ortada herhangi bir ciddi delil olmadan, bizim yetkililer henüz net bir açıklama yapmadan, böyle bir şey nasıl öne sürülebiliyor?
Çok basit: Beşar Esad rejimine karşı mücadele eden muhalefete yapılan yardımların, Hatay üzerinden gittiğini sağır sultan bile duydu.
İşin uzmanları açık açık söylüyor: Özgür Suriye Ordusu'nun elindeki birçok silah, Esad rejiminin silah envanterinde bulunmuyor. Demek ki o silahlar dışarıdan geldi.
Dolayısıyla, insani yardımla birlikte giren başka tür malzemeye ve ÖSO mensuplarına, Muhaberat'ın saldırması beklenir bir durum.
Pazarlamacılara kanmayın
Bu vesileyle uluslararası siyaset ve değerler arasındaki ilişkiye bakmakta yarar var.
Hani ilkeli ve ahlaki dış politika yürütüldüğünü iddia eden yorumcular var ya... Uyduruyorlar! Yok öyle bir şey.
Bizimki de dahil, kalburüstü bütün devletler, sürekli olarak "çıkar" temelli politika yapar.
Yetkililer...
Bugünlerde işlerine geldiği, şık durduğu, takdir edildiği için, "İlkeli ve ahlaki politika yapıyoruz" diyebilir elbette.
İlkeler ve ahlak, ülkenin çıkarına aykırı bir durum oluşturduğunda ise... Jet hızıyla "milletin yüce menfaatleri" söylemine çark ederler!
Pazarlamacıların yaldızlı laflarına aldırmayıp, olayları gerçekçi bir gözle izlemekte fayda var.