Geçen akşam rastladığım, Borgen adlı Danimarka dizisinin bir bölümünü izledim. Politik drama türündeki dizide, ülkenin ilk kadın başbakanı olan Birgitte Nyborg'un başından geçenler anlatılıyor.
(Not: Aynı sarayda yer alan Parlamento, Başbakanlık ve Yüksek Mahkeme'nin hepsine birden Danimarka'da Borgen, yani 'Kale' deniyor.)
Başbakan Nyborg, "şirket yönetiminde yüzde 50 oranında kadın bulunması şartını" yasalaştırmak istemektedir.
Ancak ülkenin en büyük ve en güçlü patronu buna karşıdır. Yasadan haberdar olur olmaz soluğu başbakanlıkta alır.
Büyük patron itiraz eder: "Kimi çalıştıracağıma karışamazsınız!" Başbakan ise kota olmadığı takdirde, kadınların hor görülmeye devam edeceğini söyler.
Bunun üzerine patron ültimatomu verir: "Siz yasayı çıkarırsanız, ben de şirketimi başka ülkeye taşırım."
Hükümeti bir telaş alır: Büyük patron giderse kaybedilecek vergi gelirinin ve işsiz kalacak insanların hesabını yaparlar. Koalisyonun diğer ortakları yasadan vazgeçme yanlısıdır.
Nyborg'un eşi bile, "Bu adamlarla pokere oturamazsın Birgitte..." der. Başbakan ise bir çıkar yol aramaktadır.
Almak için, vermek gerek
Ve bulur!.. Patron tekrar geldiğinde, son derece kararlı bir dille, "Bu yasa çıkacak..." der Başbakan: "Ve siz de bu ülkeden gitmeyeceksiniz!"
"Kraliçe'yle her ay briç oynamayı seviyor, sanat-kültür kurumlarına müthiş bir destek veriyorsunuz. Şirketleriniz 10 bin kişiye iş olanağı sağlıyor. Bütün bunları bırakıp gidemezsiniz..."
Devam eder: "Yasa çıkacak ve siz, modern bir işadamı olarak, en kaliteli, en zeki kadınları yönetime alacaksınız. Bunu gören diğer patronlar sizin izinizden gidecek."
Başbakanın çizdiği tablo büyük patronun hoşuna gitmiştir. Yasaya karşı çıkmayacaktır ama bir talebi vardır: Çevreyle ilgili yaptırımların iki yıl ertelenmesi... Başbakan ile el sıkışırlar!
Ergin Saygun hamlesi
Siz politik dramları nasıl izliyorsunuz? Bana kalırsa siyasetin işleyiş şekline dair önemli ipuçları veriyorlar.
Çünkü dizi yazarları bu öyküleri kafadan atmıyor.
Gazetelere, anılara, dedikodulara yansıyan olaylardan hareket ediyorlar.
Siyaset, müzakere demek... Kabaca ifade edersek pazarlık meselesi: "Al bunu, ver şunu."
Politikaya bu açıdan bakarsanız... Bizimkilerin "vatan, millet, vicdan" diye sundukları olayların ardındaki müzakereleri merak edersiniz.
Mesela Başbakan Erdoğan'ın Balyoz'dan yargılanan Emekli Org. Ergin Saygun'u hastanede ziyaret etmesi...
Hatırlayın: Bir ara "KCK'lılara karşı Ergenekoncular" dedikodusu çıkmıştı. İddiaya göre... Paçayı kurtaran Ergenekoncular, KCK tutuklularının serbest bırakılmasına karşı gelmeyecekti.
Tabii bir de Genelkurmay Başkanı Org. Özel'in durumu var. 90 yıldır kendini sivillerden üstün görmüş bir ordu bu... Org. Özel'in Başbakan ile uyumlu çalışmasına, aşağıdaki tayfanın "Tayyip'in dümen suyuna girdi" dediğine adım gibi eminim.
Saygun hamlesi, Org. Özel'in alt kademe nezdindeki itibarını da yükseltmiş olsa gerek.