Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Önde sen-ben çekişmesi arkada sistem kavgası

Çankaya'dan gelen mesajdan sonra, muhafazakâr medyada yeni bir 'faredir fare' dönemi başladı. (Hani hırsız tıkır tıkır evi soyarken, gerçekle yüzleşmek istemeyen koca, kendisini dürten eşine "faredir fare" der ya...)
Mesela bazıları... Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ı kastederek... "Bu ikisi iyi yol arkadaşıdır... Oturup anlaşırlar..." diyor.
Halbuki Basın Danışmanı Ahmet Sever üzerinden gelen mesajda, tam da böyle olmamasından, diyalog kurulmamasından yakınılıyordu: Bazı AK Partililer, Gül'ün tekrar seçilme olasılığını ortadan kaldırmak üzere çaba göstermişlerdi. Hatta partinin kurucularından olup başbakanlık ve dışişleri bakanlığı yapmış Cumhurbaşkanı hakkında nahoş laflar edilmişti.

Ulakların monologu

Burada dile getirilmeyen varsayım şuydu: Partide kuş uçsa Başbakan'ın haberi oluyordu çünkü zaten kuşlar onun emriyle uçuruluyordu.
Dolayısıyla, Gül karşıtı ataklar, Başbakan'ın bilgisi dahilindeydi. Bu da iki kurucu arasında, resmiyetin ötesinde, bir dost diyalogu bulunmadığını gösteriyordu.
"Oturup konuşurlar" diyenlere, dün de Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan katıldı. Köşk'ün mesajı Demirören Grubu'nun Vatan gazetesi üzerinden verilmişti ya... Cevap da Vatan'ın ekürisi Milliyet üzerinden geldi.
Akdoğan, "Ulaklar aracılığıyla konuşmazlar" diyordu. İşin gırgır yanı, tam da bunu söylerken, Başbakan'dan gelen mesaja aracılık etmiş oluyordu. Yani şimdilik ulaklar aracılığıyla konuşuluyordu.

Yarın çok geç olacak

Dikkatimi, Akdoğan haberinin hemen yanındaki küçük başlık çekti: "Köşk 2014'te tartışılır." (AK Parti Gen. Baş. Yar. Hüseyin Tanrıverdi söylemiş.)
Halbuki asıl sorun tam da o noktada: Şu anda Yeni Anayasa yazılıyor... 2014'te halkın neyi oylayacağını bu Anayasa belirleyecek:
1) Yürürlükteki Parlamenter Sistem ile mi devam edeceğiz?
2) ABD tarzı bir Başkanlık Sistemi'ne mi geçeceğiz?
3) Yoksa Fransa gibi bir Yarı- Başkanlık Sistemi mi kurulacak?
Yani Köşk ve Başbakanlık gibi meselelerin 2014'te değil, tam da şimdi konuşulması gerekiyor. Anayasa ona göre yazılacak.

Gül'ü solduran sistem

Başbakan'ın hayalinde Başkanlık Sistemi vardı. Ancak askerin geri adım atmasından sonra, çok sayıda kanunun ve yapının değiştirilmesini gerekli kılan bu sistemi zorlamaya gerek kalmadı.
Onun yerine, partili Cumhurbaşkanını yürütme gücüyle donatırken, başbakanı marjinalleştiren Yarı-Başkanlık Sistemi ağırlık kazanmaya başladı.
Başkanlık ya da Yarı Başkanlık... Her iki sistemde de Abdullah Gül'e yer bulunmuyor... İkisi de Gül'ü aktif siyasetten tasfiye ederek, Başbakan'ı Biricik Adam haline getiriyor.
(Yazar Şevket Süreyya Aydemir'in tabiriyle, 'Tek Adam' Atatürk'ün yanında 'İkinci Adam' İnönü vardı; burada o da yok.)

Yanıltıcı yorumlar

Dün birisi Gül'ün 2014'te aday olmayacağını... Hedefinin 2015'te Başbakanlık olduğunu yazmış. Tabii öyle bir makam kalırsa! Bazıları da bu olayı Sen-Ben Çekişmesi olarak yorumluyor. Yanlış anlamaya yol açacak kadar eksik bir değerlendirme...
Kişiler arası rekabet gibi görülen bu olayın arka planında, çok ciddi bir sistem meselesi yatıyor: Şu anda Parlamenter Sistemi Gül, Başkanlık Sistemini ise Başbakan temsil ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA