Son günlerin moda tabiri "Kürt siyasi hareketi". Gazeteleri tarayın: Kürt ve PKK meseleleriyle ilgili hemen her köşe yazısında bu üç kelimenin art arda sıralandığını göreceksiniz.
(Tabii milliyetçi/ faşist olanlar hariç.)
Bence, Apo-PKK-BDP çizgisinde yapılan siyaseti anmak için kullanılan bu terimi gözden geçirmek gerek.
Aynı şekilde, Cengiz Çandar'ın TESEV raporunda değindiği ve bazı yorumcuların üstüne atladığı "isyan" kavramını da eleştiriden geçirmek gerek...
"İsyan" hemen hemen "tarafsız, yansız, nötr" bir kavram. Biri baskı yapıyor, diğeri dayanamıyor, başkaldırıyor.
Halbuki... 1970'lerin ikinci yarısında "sol" bir kisveyle yola koyulan Kürt "isyanı", artık net olarak "ulusalcı" bir karaktere sahip. (Dinin yeri belirgin olmadığı için "milliyetçi" demiyorum.)
"Kürt siyasi hareketi" tabiri de çok farklı değil... Bu haliyle "karaktersiz, renksiz, muğlak" bir oluşumdan bahsetmiş oluyoruz.
Halbuki düpedüz "Kürt ulusalcı hareketi" bu... Kısaca "Kürt ulusalcılığı", hatta "Kürtçülük" de denebilir.
Terimleri niye mi önemsiyorum?
Örneğin, CHP'nin "Kürt siyasi hareketi" ile işbirliği yapması bir an için normal karşılanabilir.
Ama '6 Ok'unda, 'Türk Ulusçuluğu' bulunan CHP'nin, 'Kürt ulusalcı hareketiyle' ittifak yapması acayip bir durumdur. Açıklama gerektirir.
Bunu daha çok konuşacağız.