Dün milletvekili yemininin saçmalığına değinmiştik. Bu arada bir gelişme daha oldu. BDP'li bağımsız milletvekili Şerafettin Elçi, "Yemin ederiz ama o yemine bağlı kalmayız" dedi.
Diğer partilerden siyasetçiler, özellikle de AK Partililer bu açıklamaya tepki gösterdi.
BDP'liler "Kürt sorununun tek temsilcisi biziz" tezini kabul ettirmek için hiç kuşku yok ki birçok tartışmanın başlatıcısı olacaklar.
Bu tartışmaların bazıları incir çekirdeğini doldurmayacak türden gereksiz hatta saçma şeyler olacak. Normaldir. Böyle gerilimli dönemlerde her kafadan bir ses çıkar.
Ancak özellikle AKP milletvekillerinin bu tartışmaları daha baştan, "Nasıl olsa kavga amaçlı" diyerek yabana atmamaları lazım.
İlk yapılması gereken, olayı şöyle sakin bir şekilde tartmaktır. Neticede karşılarında kafası çalışan insanlar var...
Örneğin şu yemin olayı... Söyleyin Allah aşkına, AK Parti milletvekilleri, üstünde Kenan Evren Cuntasının mührü olan bu yeminden çok mu hoşnut?
Faraza kendileri yeni bir milletvekili yemini kaleme alsalar, bu şekilde mi yazarlar?
Zaten olay ortada: Eğer bu yemini uygun buluyorlarsa, Anayasa'yı niye değiştirmek istiyorlar? Vesayet Rejimi dediğimiz düzenden niye yakınıyorlar? 1980'lerden bu yana geçen 30 yıldan ders almadılar mı?
Bence, AKP'liler, önce Şerafettin Bey'e, lafı dolandırmadığı, iki yüzlülük etmediği, samimi bir açıklama yaptığı için teşekkür etmeli.
Ardından da BDP'lilere şöyle demeliler: "Buyurun Meclis'e gelin, yemini birlikte değiştirelim."
Not: Bazı kişiler milletvekili yemini gibi meseleleri daha yeni duymuş olabilir. Halbuki bunlar taa 1990'lardan beri özellikle entelektüel dergilerde tartışılmış konular.
Üstelik bu tartışmayı "Kürtler" değil "Türkler" başlattı. Yani faşizm kokulu o yemin metni hemen her kesimden eleştiri alıyor.