Batı medyası Türkiye'nin ekonomisini biliyor ama siyasi ve ideolojik atmosferini pek hissedemiyor. Ekonomiyi anlıyor çünkü elinde sağlam istatistikler var.
Buna karşılık siyaset ve ideoloji gibi sayılara dökmesi zor, hatta bazen imkânsız konularda çuvallıyor.
Örneğin İngilizlerin malum The Economist dergisi son sayısında Başbakan Erdoğan'a şöyle seslenmiş: "Başkanlık Sistemi'nden vazgeç... Yeni Anayasa yap... Kürt meselesini çöz... Böylece kendine Atatürk'ün yanında sağlam bir yer kazan..."
Haberlere göre derginin Türkiye'yle ilgili başyazısında şöyle deniyor:
"AK Parti'nin üçüncü döneminde kaygı duyulan nokta, partinin köklerine dönerek laik cumhuriyeti İslamlaştırmaya çalışması değil, Erdoğan'ın otokratik (tek adamcı) eğilimine gem vurmaması olur."
***
Economist editörünün bu sözlerinde sürüyle abukluk var:
Genel seçim sonuçları, Başkanlık Sistemi'nin en azından şimdilik rafa kaldırılmasına yol açtı zaten. Bu da derginin, Türkiye'deki gelişmeleri iyi takip etmediğini gösteriyor.
Bir an için,
Başkanlık Sistemi'nin gündemde olduğunu kabul edelim: Economist bununla niye ilgili ki? Derdi ne? "
Başkan" olmuş bir Erdoğan'ın,
Müslüman ülkelerdeki İngiliz çıkarlarına taş mı koyacağını düşünüyor yoksa?
(Atatürk
1924'te
Halifeliği kaldırdığında, tam da bu nedenle göbek atmış, "Başsız kalan Müslümanları artık kolayca yola getiririz" demişti İngiliz yönetimi.)
***
Geçen sayılarında, "
demokrasi için oylar CHP'ye" diyen Economist, şimdi kalkmış Başbakan Erdoğan'dan demokratik Anayasa'yı yapmasını istiyor.
Başbakan Erdoğan'ı, Atatürk'ün yanına yerleştirmeye çalışıyor Economist... Tuhaf bir çaba bu.
a) Atatürk'ün yanı
İsmet İnönü ile doldurulmuş durumda. Demokrasi kahramanları olarak halkın gönlünde taht kurmuş
Adnan Menderesler,
Turgut Özallar ise İstanbul'da yatıyor.
b) Economist bir yandan Erdoğan'a Atatürk'ün yanında yer açmaya çalışıyor, öte yandan
"Tek adam yönetimi kurma" diyor.
Atatürk'ten ala bir tek adam oldu mu bu memlekette?
Şevket Süreyya Aydemir'in 3 ciltlik ünlü incelemesinin adı bile "
Tek Adam" değil mi? (İnönü için "
İkinci Adam" başlığını uygun görmüştü Aydemir.)
Erdoğan otokrat olmayacak ama en büyük otokratın yanında yer alacak? Nasıl? Niye? Ne gerek var?
c) Economist'in şaşkınlığına bakın ki Erdoğan'a
referans gösterdiği Atatürk, CHP'nin kurucusu...
6 Ok, "tek adamlı-tek partili"
1930'lardan beri CHP'nin simgesi... Ve bu ülkede bütün darbeler, hep "
Atatürk adına" yapıldı. Bütün darbelerde, CHP'nin simgesi olan "
Atatürk ilkeleri" yani 6 Ok övüldü.
***
d) Bitmedi: Başbakan Erdoğan'ın çözmesi beklenen Kürt Sorununun kaynağı, tam da Atatürk'ün kurduğu ulus devlet değil mi?
Atatürk'ün
15 yıllık iktidarı, rejimin ceberutluğu yüzünden, Kürt isyanlarıyla geçmedi mi?
Kürtlerin varlığını
inkâr eden ama var olduklarını bal gibi bildikleri için de
asimile etmeye uğraşan
Kemalistler değil mi?
Kürt Sorununu "
yaratanla", Kürt Sorununu "
çözen" niye yan yana dursun?
e) Economist'in yaklaşımı karşımıza
iki olasılık çıkarıyor:
1) Ya bugünkü Türkiye'nin, tam da "
atanmışların ideolojisi" olan Kemalizm'i ve onun kurduğu vesayet rejimini aşmaya çalıştığını anlamamış. Bu yüzden de hâlâ eski referansları kullanıyor.
2) Ya da her şeyin farkında ve Başbakan Erdoğan'a satır arasında "
Onlar etti, sen etme; Kemalizm ile uzlaş" demekte...
Bilmiyor ki Kemalizm ile uzlaşan siyasetçi, halkın gözünde beş paralık olur. İşte
Demirel!