Aday listeleri üzerinden bin bir yorum yapıyoruz ama açık bir gerçek var:
Büyük kentlerde aday değil parti önemli... (Buna karşılık küçük kentlerde adayın önemi artıyor.
Tabii o da bir dereceye kadar...)
Okumuş, paralı ve CHP'li orta sınıfta, "Halkımız oyunu bilinçli vermiyor" şeklinde bir muhabbet vardır.
Halbuki bu arkadaşlar oylarını bilinçli biçimde kullanıyormuş.
Eğitimsiz ve dolayısıyla bilinçsiz halkımız ise oyunu AKP'ye veriyormuş.
Kendilerini ne de güzel aldatıyorlar!
Okumuş, paralı, CHP'li seçmen de oyunu "sürü" şeklinde kullanıyor.
Belediyelerden örnek vereyim.
Bana inanmıyorsanız, Mustafa Sarıgül'ün başkanlığındaki Şişli Belediyesi ile CHP'nin kazandığı diğer belediyeleri kıyaslayın.
Ben bunlardan birini epey tanırım. Şişli ile kıyaslandığında belediyenin cevval bir yapıya sahip olduğu söylenemez.
İlçeye yapılan tüm kayda değer yatırımları AKP'li Büyükşehir yapıyor. Buna karşılık CHP'li başkan seçim üstüne seçim kazanıyor.
Bu olay bize sözünü ettiğim laikçi orta sınıfın da "sürüsel" bir oy verme fazında olduğunu gösteriyor.
Dolayısıyla parti kimi aday gösterirse göstersin, bu kesim gidip CHP'ye oy verecektir.
Çünkü Türkiye'nin tutucuları onlar. (Yüzergezer oyların en az olduğu partilerin başında CHP gelir.) Velhasıl Ergenekon sanıklarının CHP'den aday gösterilmesinin partide kayda değer bir oy kaybına yol açacağını sanmıyorum.